Yasin Apaydın

Yasin ApaydınTabatabai’de Varlık Felsefesi yazarı
Yazar
8.5/10
2 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
572
Görüntülenme

Yasin Apaydın Sözleri ve Alıntıları

Yasin Apaydın sözleri ve alıntılarını, Yasin Apaydın kitap alıntılarını, Yasin Apaydın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tabâtabâî, yazdığı hemen her felsefe kitabının girişinde vâkıaya bir atıfta bulunmuş ve gerçekliğinden sadece inatçı (muânid) kimselerin kuşkulanacağını özellikle vurgulamıştır.
Sayfa 65 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Tabâtabâî'nin varlığın haricî ve zihnî bölümlenmesinden bahsederken kastettiği haricîlik, mutlak haricîlik olmayıp zihnî olana kıyasla (bi'l-kıyas) haricîliktir. Zira mutlak haricîlik dendiği zaman, bununla zihnî ve haricî olanı da kapsayan daha genel bir şey kastedilir.
Sayfa 64 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Zihnî varlığın tarihini aktaran kaynaklar, genellikle mütekellimûnun zihnî varlığa karşı çıktığını, bunun yanında filozofların (hükemâ) ise zihnî varlığı kabul ettiklerini zikretmiştir. Hatta bir kısmı, kelamcıların tümünün değil de çoğunluğunun zihnî varlığı inkâr ettiğini savunmuştur.
Sayfa 66 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Tabâtabâî, varlık hakkında kimi kitaplarda yapılan “kendisinden haber verilen” ve “sabit gerçeklik” gibi tariflerin lafzî olduğunu söylemekte, hakikî olamayacağını vurgulamaktadır. Lafzî tarif, aynı anlama gelen iki farklı lafızdan zihin için daha açık olanın seçilip diğer lafzın bu şekilde bilinmesini kolaylaştırmak için yapılan tanımdır.
Sayfa 85 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Tabâtabâî Usûl-i Felsefe'de sofizmi eleştirirken mahiyet ile varlık kavramları arasındaki farklılığa yer verir. Ona göre, tek bir anlamda tüm eşyaya yüklem olabilmesine binaen varlık kavramı tüm kavramlardan farklılık göstermektedir. Zira biz, hariçteki hiçbir şeyi başkasıyla özdeş görmemekte yani insan, ağaç vb. şeyler arasındaki farklılıktan şüphe duymamaktayız. Varlık da tek anlamlı bir kavram olduğuna göre bu farklılığın bir kaynağı olmalıdır ki buna mahiyet denmektedir.
Sayfa 98 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Tabâtabâî'ye göre, mahiyetten münezzeh, özünden dolayı Zorunlu Varlık'ta varlıksal kemâllerden herhangi bir kemâlî sıfata nispetle imkânsal cihet bulunması, Zorunlu'nun zâtının ondan yoksun olması ve bu yoklukla beraber bir terkip hâsıl olmasına sebebiyet verirdi. Zat'ın mürekkep oluşu da ihtiyaç anlamına gelmekte ve bu da imkânı gerektirmektedir. Zorunlu'nun mümkün olması ise çelişik bir durumla neticelenir.
Sayfa 77 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tabatabâî bu meyanda Nihâye'de şöyle der: “Varlık kavramının haricî varlıklara nispetinin, küllî bir mahiyetin fertlerine nispetinden farkı da ortaya çıkmaktadır.” Buradaki kasıt küllî mahiyetin fertlerinin hakikatini yansıtmasına rahmen varlık kavramının böyle bir fonksiyona sahip olamayacağıdır.
Sayfa 61 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Tabatabaî Nihâye'de şöyle der: “Kavram, hariçte bir ferdi bulunduğu zaman onu kuran ve yetkinlik alametlerinin kendisinde oluştuğu (terettübü'l-âsâr) bir mahiyet olur.”
Sayfa 60 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Zorunlu-mümkün varlık arasındaki ilişki de yine Tabâtabâî tarafından illet-ma'lul ilişkisi çerçevesinde ele alınmaktadır. O, Zorunlu Varlık'ın mümkün varlığın illeti olması ve bu illete dayalı ihtiyacın, mümkün varlığın hem ortaya çıkışında hem de varlığını idamesinde geçerli olduğunu belirtmektedir.
Sayfa 147 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Kişi kendisini bilmek için ne mahiyete ne de başka bir şeye ihtiyaç duyar. Kendiliğinden, bedîhî olarak kendisinin farkındadır. Varlığın bilgisi de, tıpkı kendimizi bilmemiz gibi, herhangi bir mahiyete ihtiyaç bırakmaksızın hâsıl olmakta yani huzûrî olarak bizde bulunmaktadır.
Sayfa 106 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tabâtabâî, ilimle ilgili açıklamasında, husûlî bilgiyi, hariçteki şeylerin bilgisine mahiyetlerinin elde edilmesi (tahsîl) sayesinde ulaşılan bilgi olarak tanımlar.
Sayfa 106 - Önsöz YayıncılıkKitabı okudu
Tabâtaâî'nin varlığın asıllığına dair ilk delili, mahiyetin yapısına dayanmaktadır. Zihnî varlık konusunda da zikrettiğimiz üzere mahiyet, sadece kendisi itibariyla, hariçten herhangi bir şey dikkate alınmaksızın ele alındığında,varlık ve yokluğu eşit mesafede bir özellik sergiler. Mahiyet için en önemli özellik, onun varlık ve yokluğa aynı uzaklıkta olup, zatında bunları barındırmıyor oluşudur. İşte bu özellik, mahiyeti, varlıktan ayıran en temel niteliktir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Varlık Felsefesi
...varlıkla mahiyetler arasındaki ilişkiler aklî olarak üç şekilde olmakta, üç cihete indirgenmektedir. Tabâtabâi bu cihetlerin üçe indirgenmesini şu şekilde delillendirmektedir: Her bir mefhum varlığa kıyas edinildiğinde varlık onun için ya zorunludur ya imkânsızdır ya da ne zorunlu ne de imkânsızdır. İlki zorunlu, ikincisi imkânsız sonuncusu da mümkün olarak isimlendirilir. Diğer bir ifadeyle ya varlık zorunlu olur ki bu vâciptir, ya yokluk onun için zorunlu olur ki imkânsızdır, ya da bu ikisinden (varlık ve yokluk) hiçbiri zorunlu olmaz ki bu da mümkündür. Varlık ve yokluğun birlikte bir mefhum için zorunlu olmasının ise asılsızlığı en ufak bir nazarla ortadadır.