İç acıtıcı bir roman. Yaşadığımız gerçeklerin küçük bir yansıması. Daha iç acıtıcı olansa bu yaşananlar hiç yaşanmamış gibi içimizde Çin, Rus yada Amerikan hayranlığını yanıp tutuşanlar bu acıları kimlerin yaşattığından haberlerinin olmaması. Türklerin dinlerini , dillerini , kültürlerini ve öz vatanlarini unutturmak için yapılan çeşitli iskenceler, eziyetler, sürgünler... Hoca Salih Efendi'ye Türkleri satması için yapılan işkençeler; önce zaman kavramını unutturmak, belli belirsiz gelen su sesleri, insanın içini kemiren sesler ve baş aşağı asılarak tüm kanın beyinde toplanmasını sağlamak... En sonunda kendi çocuğunu gözü önünde zehirlemek, oğlunun cıgliklarina dayanamayan Salih hocanın şehit olusu ama bunun gazetelerde intihar etti diye lanse edilmesi... Avukat Ahmet Cahit'in kanın son damlasina kadar Öğretmen Bekir Sami bey ile mücadele vermesi en sonunda gelen şahadet... Doktor Hamit bey bir Türkun daha hayatını kurtarsın diye verdigi amansız mücadele ve sürgün edildikleri vagonda verilen zehirli gazla oldurulmeleri... Ah daha neler neler... ne zulümler yapılmış ecdadimiza, kitabı okurken kanım çekildi adeta.. Allah aynı acıları , aynı zulümleri bir daha yaşatmaz inşallah.. Allah vatansiz, bayraksiz, dilsiz, dinsiz birakmasin.