Ana'ya şiirlerle başlıyor kitap. Evlat sevgisi, Türkeli sevgisi, gençlik sevdaları, İslâm sevgisi derken sevginin aşkın her dozunu basit ve samimi bir Türkçeyle içimize işliyor.
Okurken öyle keyif aldım ki. Abadolu'yu gezdim, Sivas'ta, Kars'ta, Cebeci'de Üsküdar'da.. Azerbeycan, Karabağ, Türkistan, Erbil, Kerkük ağıtları ile kucaklıyor sizi.
Anadolu'da yoklukla, Anadolu'dan çıkınca hasretle dertleniyor insan.
Şiir farklı bekletiyor insanı. Keşke Cebeci istasyonunda bulunduğum zamanlar okumuş olsaydım bu kitabı. O zaman bekleyişime ablam katardım.
Türk aşığı Türkeli aşığı şairimiz. Halk edebiyatı geleneğini sezdim hep. Bu Vatanı seven insanların iyi ki okudum diyeceği kitap.
Tavisye etmeyi çok sevmiyorum ama Azerbeycanlı dostlara özelikle tavsiye ediyorum.
Son olarak şairin şu dizelerini bırakıyorum buraya;
"Ben ölünce, bir tel kopar divan sazından
Size göre arkamdan, üç-beş yakınım yürür
Yüz bin figan kopar duyamazsınız
Beni yüz bin fatiha alıp götürür."
El-Fatiha..