Yavuz Türk

Yavuz TürkYolluk yazarı
Yazar
Editör
7.5/10
2 Kişi
26
Okunma
0
Beğeni
938
Görüntülenme

Hakkında

Yavuz Türk, 1982 doğumlu, ruh olarak Karadeniz Ordu’dan İstanbul’a göç eden, şiir sevgisiyle dolu bir genç ozan. İlk bakışta “kekeme adımlarla” yazdığını söylediği şiirlerden derlediği yapıtı Kumaş’ta isyan eden, sözcükleri suskunlukla parçalayan, kendi kaynaklarını, papatyaların lekelediğini söyleyerek çağırıyor bizi kırgınlığına. Bu sıkıntısının başlıca kaynağını, “cebinde kırık misket, elinde ustura” ile bileklerini ovuşturduğu bir çocukluk isyanından “ben artık büyüdüm eyvah” diyerek sıyrılmaya çalışarak dile getiriyor. İlk çığlığının kaynağının “baba” olduğunu anlıyoruz dizelerde. Baba kavramı sık sık karşımıza çıkıyor, “babamsızlık” çığlığını ise “sövgüyle büyütülen çocuk ben” (s. 13) diyerek dillendiriyor. Yer yer kendini piç gibi görmesi de bundan: Var olan babasını yok sayma ya da yok etme eğiliminden kaynaklanıyor bu öfke. Tanrısının, kendini yalnız bıraktığını söylediği bir kimsesizlik. Yaşamı bir ürperti gibi görmesine yarıyor. Boynuna sürülen bıçağı ince ince bilemesi de savunma mekanizmasının çoğuludur bence. Yavuz Türk, dar bir kelime haznesinde yoğun bitiştirilmiş duygu posasını daraltarak anlatıyor. Yani eksilterek yazdığı anlatım biçiminde bu kısaltmalar arasında duygu nehri de sık ve derin çağıltılarla akıyor. Yoğunluk onun ilk emeli ve şiire kavuştuğu liman bence. Az sözü çok acıya bulandırarak yazıyor: “benim işte yine o […]” veya “[…] bu yüzden, fakat” ya da başka bir yerde “işte, evet, kendini […]” ayrıca “ama hep, ama yine de” gibi sözcük sıkışmalarını önemsemiyor arada. Ama kendinin tuhaflaşmasını, “babası piç olan bu insan işi” devranı dillendirmesini becererek sunduğunu gösteriyor. Çünkü sıkıntısıyla kardeş, ya da küçük sesiyle bağırmanın senfonisine dönüşüyor, ince saz takımı: “döne döne bir kalem hep aynı divanda hem yazdığım, hem yattığım içinde” (s. 43) Üstte Yavuz Türk’ün yarattığı anlam içre ustalık; belirgin biçimde önümüzde. Sıkıntı pervazından kurtulmak için tutuşan kederli ve öfkeli şairin kalemini; yazma ve yatma gibi iki ayrı eylemde bitiştirmesi onun anlam ustalığının şiire bezenmiş halidir. Sövgüyle büyütülen şair, kendini piç olarak görmekte, sığınamadığı bir dünyanın terlemesini yaşamaktadır. “Büyüdükçe ölümüm çoğalıyor” diye işaret ettiği alan, belki “ağlayan erkek”e dönüştürmektedir onu. Karnesinde Nietzsche büklümleri taşıyan ozan “ben artık büyüdüm eyvah” dediği kırık misketlerini anar, uçurtmanın ipini keser. Her şey bir boğuntudur Yavuz Türk şiirinde. Şair, çocukluğun üfürdüğü onca sıkıntıyı arkadaşlarıyla; edindiği sevgi, sevgili yumaklarıyla gidermeye çalışmaktadır. “Tuz var, sızı var” (s. 50), “şimdi ağla ve uyu yeniden” (s. 46) diye avunduğu yaş, artık İstanbul’da kendine açtığı gençlik kanalında aranmalıdır. Umutlandıkça denizi taşlayan bu öfkeyle aynaya, yani kendine bakarak güldürür ve güç kazanır. Kurtarıcı anneden uzaklaşılmış, birileri tanrı olmuştur kısa zamanda. Artık yumuk kalan dostluğu, tuhaflığı olarak onu oyalamaktadır. Yavuz Türk gençliğinde, ergenliğinde aldığı yaradan doğmuş bir ozan. “kokuna doğru yürüyorum” “hem öyle yakıcıydı ki, aşktı” dediği sevgisiyle, öldürdüğü baba imgesinden de kurtulmuştur. O dalı ben kırdım, o çiçek beni diye düşündüğü sevgilisiyle buluşur. Yüzündeki acı maskesi dağılır, kitaplarının yeri değişir; yazar kanun olur, yas dışına bırakır istemlerini. Hayatın içindeki değerler yerini bulmuş, Yavuz Türk’e sinen öfke kol değiştirmiştir: Mektup olur anadili. Sıyrıldığı baba tokatları büyük şehrin sokaklarına sinmiştir bir yerinden. “daha çok sığınır oldum sana ey ironi” (s. 38) dediği yer ise, belki onun son durakta aldığı yeni yatak odası olmuştur. “gidiyorum tanrım, başka şiirde görüşmek üzre” (s. 39) Yavuz Türk’ün bundan sonraki kitabını şimdiden merak ediyorum. Sıkıntıyı, bıraktığı yerden nasıl dağıtacak? İzlenmeye değer bir ozan var karşımızda. Aklındaki kitapların raftaki yerini sık değiştiren bir ozanın üflemesi, sıcak soluğa dönüşüyor içli sesinin arasında.
Unvan:
Türk Şair, Yazar
Doğum:
1982

Okurlar

26 okur okudu.
11 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Konuşmayı pek sevmem. Ağzım bozuktur. Kitaplardan başka bir şeyi biriktirmeye değer görmem.
Sayfa 12 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tanrım, beni neden yalnız bıraktın...
Karanlık ve kasvetli havalar hoşuma gider. İnsanların gündelik hayat içindeki rutin saçmalıklarından zihinsel olarak çıkarak can derdine düştükleri felâket ortamları içten içe hoşuma gider. Sık sık ne zaman öleceğimi düşünürüm.
İronik Haziran
kader ve keder aynı alna yazıldı bir kere annem ve kelimeler uğulduyor şuramda gidiyorum tanrım, başka şiirde görüşmek üzere
Sayfa 39 - Yeniyazı YayınlarıKitabı okudu
“Topuğuna o iğneyi saplayanı öldürmediysem, elbet göğsümüzü yarıp da ortaya çıkaran bir meleğe inandığım içindir”
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
128 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Selam.. Yavuz Türk “Yüce Lider’e Dair”:. Zaman, mekan ve karakter isimlerinden arındırılmış bir sistem eleştirisi, baskı altındaki halk ve zorbalıktan nasibini bonkörce almış “iktidar kadrosu”. Bana, dünya literatüründen başka başka kitapları da çağrıştıran bir yanı olmasına rağmen, eseri ilgi çekici, hatta kısa buldum, hikayenin daha çok yol almasını isterdim. Okurun elinde ne bildiği bir mekan, ne zaman mefhumu, ne de isimler var. Bu köksüzlük, bu mahrumiyet coğrafyasında geçen vaktin bulanıklıklığı, ölülerini saksılara gömen insanların yoksunluklar karşısında “neye rağmen, ne uğruna” yaşadıklarının belirsizliği, okuyana kendi metaforlarını yaratma imkanı tanıyor. Neredeyse bir kıyamet senaryosunu (post-apokaliptik olarak bile değerlendirmeye yeltensem, mesnet bulmakta zorlanmam) minimize edip, daha ziyade “bir sosyal sınıfın diğer bir sosyal sınıfa tahakkümü” (bkz. Toplumsal tabakalaşma) şeklinde, hareketin değil ideolojilerin satır aralarına nüfuz etmesi esası üzerinden biçim bulmuş. Başka kitapları çağrıştıran kısma gelince, böylesi insani kaygılar ve eleştiriler kaleme alınırken, yolun bir noktasında benzeşmemek neredeyse imkansız. Severek tavsiye listeme aldım. Saygılarımla..
Yüce Lider'e Dair
Yüce Lider'e DairYavuz Türk · Everest Yayınları · 20205 okunma
103 syf.
·
Puan vermedi
Curriculum Vitea kitabın ilk öyküsü.Öyküde kendini anlatan kişiye“gel,arkadaş olalım,belki bazı noktalarda anlaşamayabiliriz ama çok ortak yönümüz var “demek içimden geldi. Öykülerdeki karakterler çok farklı.Öykülerde hayatın içinde olan durumlara,hayatın içinde çoğumuzun görmediği,ıskaladığı durumlara,insanlık hallerine rastlarken biraz da
Yolluk
YollukYavuz Türk · İletişim Yayıncılık · 20229 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
•Yüce Lider’e Dair• |Kitap Yorumu| Merhaba Kitapseverlerim Bir hikayeyi zamandan,mekandan,karakterlerinden kısacası alışageldik bütün kısıtlamalarından arındırırsanız geriye ne kalır ? İlk defa böyle kitapla karşılaştığımı söylemeden geçemeyeceğim.Roman da ne bildiğimiz isimler,mekanlar ,ne de zaman kavramı yer almıyor,kitaba başlarken merak
Yüce Lider'e Dair
Yüce Lider'e DairYavuz Türk · Everest Yayınları · 20205 okunma