Yıldız Silier

Oburluk Çağı author
Author
Translator
8.7/10
88 People
405
Reads
50
Likes
5.2k
Views

Most Liked Yıldız Silier Posts

You can find Most Liked Yıldız Silier books, most liked Yıldız Silier quotes and quotes, most liked Yıldız Silier authors, most liked Yıldız Silier reviews and reviews on 1000Kitap.
Ne mutlu, tek hedefi mutluluk olmayanlara ve bedeli mutsuzluk olabilecek ideallerin peşinden gitme cesaretini gösterebilenlere!
Sayfa 43 - Yordam Kitap, 2.Basım
İnsanların çoğu bedenine, malına ve mülküne gösterdiği özeni ruhuna göstermez.
Reklam
Çoğumuz özgürlük ve mutluluğu arzulasak bile yanlış yerlerde ararız. Mutlu olmanın yolu şan, şöhret, para sahibi olmaktan geçmez. Özgürlük ise kişinin korunaklı bir özel alana sahip olması ve bunu gitgide genişletmesiyle elde edilemez. Çünkü mutluluk ve özgürlüğü böyle kavrayan birisi için daima ''ben'' ile ''ötekiler'' arasında bir zıtlık olacaktır. Mutlu olmanın yolunu kendini ''ötekiler''e beğendirmek, ya da ''ötekiler'' üzerinde güç sahibi olmak, özgürlüğün yolunu ise ''ötekiler''in giremeyeceği mekânlara sahip olmak, onların yapamayacaklarını yapmak, gidemeyecekleri yerlere gidebilmek olarak görür. Böylece, mutluluk ve özgürlüğün yolu ''ötekileri'' bir araç olarak kullanıp, kendi egosunu tatmin etmeye indirgenir. Oysa gerçek özgürlük ve mutluluğun kaynağı öncelikle kişinin kendisini iyi tanımasından, hem yeteneklerinin, hem de zaaflarının farkına varıp, buna uygun yaşamasından geçer. Kendine özgü kişisel ihtiyaçlarının farkına varabilmesi belirli toplumsal olanaklara bağlıdır. Örneğin, herkesin birbiriyle rekabete zorlandığı, her an işsizlik tehlikesinin olduğu bir düzende, kişinin genellikle hayatının anlamını sorgulamaya, kendini keşfetmeye ve geliştirmeye fırsatı olmaz.
Marx da, yoksulluğun öznel ölçütünün göreli yoksunluk duyguları olduğunu savunur; herkesin kulübelerde yaşadığı bir köyde kimse kendisini yoksul hissetmez, ama günün birinde köye bir villa yapılınca, köylüler kendilerini yoksul olarak görmeye başlar. Günümüzde medyanın işlevlerinden biri, bize ulaşamayacağımız lüks yaşamları göstererek göreli yoksunluk, yetersizlik ve kıskançlık duygularımızı artırması, açgözlülüğü ve tatminsizliği körükleyerek içimizde yaratılan bu yapay boşluğu, ancak daha fazla tüketebilirsek dolduracağımız yanılsamasını yaratmasıdır. Oysa bu, dibindeki delik gittikçe büyüyen bir kovayı doldurmaya benzer.
Ne mutlu, tek hedefi mutluluk olmayanlara ve bedeli mutsuzluk olabilecek ideallerin peşinden gitme cesareti gösterebilenlere!
Eşitsizliğin bir başka etkisi ise bizi gerçek ihtiyaçlarımızdan uzaklaştırıp, yapay ihtiyaçların ve göreli yoksunluk duygularının esiri yapmasıdır. Zenginler boş zamanlarında yeni alışkanlıklar edinir ve bunları ihtiyaç olarak görmeye başlar. ''Alışkanlık haline gelen bu rahatlıklar artık zevk vermez olur, ama aynı zamanda gerçek ihtiyaçlar olarak algılanır; bunlara sahip olmanın hoşluğu değil, bunlardan yoksun kalmanın acısı hissedilir.'' Zenginler bir çok şeyi yararlı olduğu için değil, yoksullar bunlara erişemeyeceği için ister... Kendi durumlarında hiçbir değişiklik olmasa bile halk sefaletten kurtulursa, zenginlerin de mutluluğu sona erer.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.