Ablası, kısa bir süre sonra yedi yaşlarındaki kardeşini de yanına alarak bilinmeyen bir sebeple Yesi’ye gider ve oraya yerleşir. Tahsiline burada başlayan Yesevî, küçük yaşta olmasına rağmen birtakım tecellilere nâil olarak çevresinin dikkatini çeker. Hızır'ın delâletine de mazhar olan Yesevî, Arslan Baba adlı Türk şeyhine intisab ederek büyük mürşitten feyiz almaya başlar¹.