İslam dünyasında düşünce, yalnızca tasavvuf yönelişi içinde mistik bir çizgide yol olacaktı.
Bilim ve felsefe düşüncesi kafirliğe bulaşmış olma töhmeti oluşturmuştu.
Gazâlî,doğada zorunluluk olduğu fikrini Allah'ın mutlak iradesi hakikatinden sapma gibi gördüğü için nedensellik ilkesine karşı çıkmıştı.İbni Rüşd ise doğada akılla anlaşılabilir bir düzen olduğunu söylüyordu.
Hayat yaşanırken toplum üyelerinin ortaya koyduğu bütün eylem ve eserler kültürü meydana getirir. Kültür bir toplumun hayat tarzıdır. İnsan, hayatını kendi düşüncesine göre kuran tek canlı türüdür. Şu halde, başka canlıların kültüründen söz edilemez. Onlarda sembolik temsil ve soyut düşünce kabiliyeti olmadığı için her hayvan türü, biyolojik yapısının uzantısı olan belli bir ayak tarzını yaşar. Aynı nedenle, bir hayvan türünün bireyleri başka hayvan bireylerinden somut durumlar içinde öğrenir.
Avrupa tarihinin gelişim çizgisinde evrim teorisi, entelektüellerin, burjuvaların, kapitalistlerin ve sömürgecilerin amaçlarına hizmet edecek ideolojik bir silah olarak göründü.