Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından 18 gün sonra, 28 Kasım 1938 günü Ankara 3'üncü Sulh Hukuk Hâkimliği'nde açılan tek sayfalık vasiyetnamede aynen şunlar yazıyordu.
“Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi'ne atideki şartlarla, terk ve vasiyet ediyorum:
1) Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2) Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule'ye ayda bin, Afet'e sekiz yüz, Sabiha Gökçen'e altı yüz, Ülkü'ye iki yüz lira ve Rukiye ile Nebile'ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
3) Sabiha Gökçen'e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4) Makbule'nin yaşadığı müddetçe Çankaya'da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5) İsmet İnönü'nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları
yardım yapılacaktır.
6) Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.
K. Atatürk"
(İş Bankası'nda üç mevduat hesabı vardı. Emekli maaşının yatırıldığı hesabında
19 bin lira birikmişti.
Şahsi tasarruf hesabında 53 bin lira bulunuyordu.
Çiftliklerden elde edilen ve kuruşuna dokunulmadan yeniden çiftliklerin
büyütülmesine harcanan hesabında 1 milyon 446 bin lira toplanmıştı. Ayrıca 119
bin 215 adet İş Bankası hisse senedi vardı.)
Çete Ayşe...
"Bazı kadınların içinde pehlivan saklıdır
Bazı erkeklerin içinde korkak bir kadın saklıdır. Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır, mademki burası bizim vatanımız, biz de vatanın olmalıyız" diyordu.
Kuvayi milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu kurtarması için hiçbir ümit kalmadığında, hiç olmazsa intihar etmeye yarar diyordu.