Hakkında
İlk, orta ve lise öğrenimini burada bitirdikten sonra Gazi Üniversitesinde yüksek öğrenimini tamamlayıp öğretmen oldu. 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığının açtığı sınavda başarılı olup 'Uzman' vasfını aldı. 'Okumak, öğrenmek ve öğretmek benim için bir tutku' diyen yazar, 1999 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü'nü tamamladı. Lisans diploması aldı. Halen aynı üniversitede açıktan İlahiyat tahsili yapmaktadır. Yılmaz Yenidinç evli ve iki çocuk babasıdır.
Unvan:
Türk Eğitimci, Yazar
Doğum:
Karabüki, Türkiye, 1970
Okurlar
5 okur beğendi.
182 okur okudu.
5 okur okuyor.
24 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Kitaplar
Çocuklar İçin Peygamber Öyküle...
9.6/10
Kurbanlık Peygamber Hz. İsmail
9.5/10
İlk Gemiyi Yapan Peygamber Hz....
9.5/10
Hz. Adem
9.3/10
Kayadan Deve Çıkaran Peygamber
10/10
Hükümdar Peygamber Hz. Davud A...
10/10
Çocuk İlmihali
8/10
Çocuklar İçin Adab-ı Muaşeret
10/10
Başarıya Giden Yol
4.3/10
Güzel Davrandım Kalp Kazandım
10/10
Hz. Yusuf - Rüya Yorumcusu Pey...
10/10
Peygamberlerden Mesajınız Var
0/10
Balığın Yuttuğu Peygamber Hz. ...
10/10
Babasız Yaratılan Peygamber Hz...
10/10
Hz. Eyyüp
10/10
Sözler ve Alıntılar
Bir zaman şeytan, Hazret-i İsâ aleyhisselâma itiraz edip demiş ki:
"Madem ecel[ölüm vakti] ve herşey kader-i İlâhî iledir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin."
Hazret-i İsâ aleyhisselâm demiş ki:
اِنَّ لِلّٰهِ اَنْ يَخْتَبِرَ عَبْدَهُ وَلَيْسَ لِلْعَبْدِ اَنْ يَخْتَبِرَ رَبَّهُ
Yani, "Cenâb-ı Hak abdini tecrübe eder ve der ki: 'Sen böyle yapsan sana böyle yaparım. Göreyim seni, yapabilir misin?' diye tecrübe eder.
Fakat abdin[kulun] hakkı yok ve haddi değil ki, Cenâb-ı Hakkı tecrübe etsin ve desin: 'Ben böyle işlesem Sen böyle işler misin?' diye tecrübevâri[imtihan edercesine] bir surette Cenâb-ı Hakkın rububiyetine karşı imtihan tarzı, sû-i edeptir,[edepsizliktir] ubudiyete[kulluk] münâfidir."[zıt, aykırı]
Madem hakikat budur; insan kendi vazifesini yapıp Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmamalı.
-Lem'alar
Sayfa 253Kitabı okudu
Niyet
- Herşeyin başı niyettir. Halis ve dupduru niyet...
- Niyet toprağı altın, altını toprak eder.
- Bütün amellerin sevabı niyetin istikametine bağlıdır.
- Niyet, amelin katsayısıdır.
- Halis niyet Cennetin anahtarıdır.
*... niyette öyle bir hâsiyet[özellik] vardır ki, seyyiatı[günahlar] hasenata[sevaplara] ve hasenatı seyyiata tahvil[dönüştürmek] eder.
Demek, niyet bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlâstır. Öyleyse, necat,[kutuluş] halâs, ancak ihlâs iledir. İşte bu hâsiyete[özellik] binaendir ki, az bir zamanda çok ameller husule[meydana gelme] gelir.
Buna binaendir ki, az bir ömürde Cennet, bütün lezaiz[lezzetler] ve mehâsiniyle[güzellikler] kazanılır.
Ve niyet ile insan daimî bir şâkir[şükreden] olur, şükür sevabını kazanır.
*Mesnevî-i Nuriye
Sayfa 39Kitabı okudu
Sadıksan, sadık olan ve Kur'ân'da övülen Peygamberlerle[a.s] beraber olursun.
Sayfa 48Kitabı okudu
Meşhur bilim adamı olan Edison, ampulü icat ettiği sırada, kullanacağı maddeyi, deneme yanılma yoluyla araştırıyor, inceliyor. Edison, tam 200 madde deniyor. Denediği bu maddelerin hiçbiri ampulün içinde kullanılacak madde olarak uygun görmüyor. herkes edison'a başaramayacağını söylüyor, Edison'u tenkit ediyor, hafife alıyor. O ise hiç bıkmadan, vazgeçmeden şöyle söylüyor: bir keşif yaptım. Hayır bir değil tam 200 keşif yaptım.
Sayfa 19Kitabı okudu
En çok [Allah'ın izniyle] keramet gösteren Zât.
Bir zaman, Hazret-i Gavs-ı Âzam Şeyh Geylânî'nin terbiyesinde, nazdar ve ihtiyare bir hanımın birtek evlâdı bulunuyormuş. O muhterem ihtiyare, gitmiş oğlunun hücresine, bakıyor ki, oğlu bir parça kuru ve siyah ekmek yiyor. O riyazattan zaafiyetiyle, validesinin şefkatini celb etmiş. Ona acımış. Sonra Hazret-i Gavs'ın yanına şekvâ için gitmiş. Bakmış ki, Hazret-i Gavs, kızartılmış bir tavuk yiyor. Nazdarlığından demiş:
"Yâ Üstad! Benim oğlum açlıktan ölüyor; sen tavuk yersin!"
Hazret-i Gavs tavuğa demiş: "Kum biiznillâh!"1 O pişmiş tavuğun kemikleri toplanıp tavuk olarak yemek kabından dışarı atıldığını, mutemet ve mevsuk çok zatlardan, Hazret-i Gavs gibi kerâmât-ı harikaya mazhariyeti dünyaca meşhur bir zâtın bir kerameti olarak, mânevî tevatürle nakledilmiş. Hazret-i Gavs demiş: "Ne vakit senin oğlun da bu dereceye gelirse, o zaman o da tavuk yesin."
İşte, Hazret-i Gavs'ın bu emrinin mânâsı şudur ki: Ne vakit senin oğlun da ruhu cesedine, kalbi nefsine, aklı midesine hâkim olsa ve lezzeti şükür için istese, o vakit leziz şeyleri yiyebilir.
-Lem'alar
Sayfa 197Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
