Zaten Türk zorlu zamanların mücadeleci insanı demekti. Yüce Allah, Türk milleti kadar başka bir millete bu kadar fazla zorluk vermiş midir acaba? Ama belki de imtihanın sırrı budur. Öyle ya imtihan büyükse ödül de büyük değil midir?
DİLŞAD
Tanrı Dağı'nda başladı hayaller,
Yarkent, Hoten, Urumci hep seni özler,
Sevdası iki heceydi, biri vatan biri iffet
Demiri tavında dövmekti marifet
Sevda kokan hayaller hep yarım kaldı,
Issız geceler dağlar yüreğimi
Vatan sevdası yad ellerde öksüz kaldı
Yaban diyarlarda ölü bedenler kaldı.
Tanrı Dağlarını aşar bulutlar,
Bozkurt ordusu Kızıl Elmayı kovalar,
Vatan, millet, bayrak bunlar iffetli sevdalar
Dilsad Hatun şehadeti Türkistan karalar bağlar.
Bir kitap nasıl yazılamaz sorusunun yanıtı niteliğinde bir kitap.Olayın kendisi bu kadar güzel olmasa asla okunmaz.Her şeyden önce yazım,noktalama yanlışları,anlatım bozuklukları ile dolu bir kitap.İlkokul seviyesinde yazılmış cümlelerle tarihi roman yazmış yazar.Her önüne gelen yazar oluyor son yıllarda.Gelelim konusuna.1756 yılında Mançu hanedanının ,Türkistan topraklarına hakim olmak istemesiyle başlayan zulümler-tıpkı bugünkü gibi- Türk halkını harekete geçirmiş ve Çin’e karşı bir bağımsızlık savaşı başlamıştır.Bu savaşta sivrilen mağrur ve marifetli bir Türk kadınının hikayesi anlatılıyor.Ancak o kadar kötü anlatılıyor ki olaydan kopuyorsunuz.Kalemi sağlam bir yazarın elinde harikalar yaratacak bir konu.Umarım “yazar” başka kitaplar yazmaz.
Türkistan’da Dilşad Hanım olarak tanınmıştır. Çin halkı ise onu "Şiang -Fei" ismiyle tanır. Şiang Fei, “güzel kokulu prenses” anlamına gelir.1759 yılında Çinde hanedan kurmuş Budist Mançular,Doğu Türkistanı işgal ettiler;Uygur Türkleri vatanı işgal eden Çin ordusuna karşı yıllarca direndiler. Tam 42 kez bağımsızlık mücadelesi verildi.Güzelliği ile birlikte kahramanlıkları da dillere destan olan Dilşâd Hatun, ayni zamanda Budist Çinlilerle Müslüman Türkler’in yaptıkları mücadelenin en şanlı ve tertemiz sayfalarından birini teşkil eder. Dilşâd Hatun, düşmanına teslim olmak bir tarafa, hayatında bir kere dahi Çinli elbisesi giymemiş, Türk ananesine, örf ve adetlerine sadık kalmıştı. Bu cesur, mağrur ve tertemiz hali sebebiyle, bugün bütün Çin’de Türkistan’da bir iffet sembolüdür.
Konusu mükemmel bir kitap ama yazar biraz heba etmiş gibi geldi giriş gelişme sonuç olmamış öncelikle Dilşad Hatun gerçekten karakter anlamında muhteşem bir Türk kadını kitaba gelirsek hem Dilşad Hatundan çok az bahsi geçiyor (kitabın adı olmasına rağmen) hem de konu bütünlüğü yok.