Yunus Balcı

Yunus BalcıTanpınar: Trajik Bir Şair ve Şiiri yazarı
Yazar
Çevirmen
10.0/10
2 Kişi
10
Okunma
2
Beğeni
1.933
Görüntülenme

Hakkında

1969’da Ardahan’da doğdu. İstanbul’da başladığı okul hayatını yine İstanbul’da tamamladı. 1990’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümde Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı’nda 1992’de Yahya Saim Ozanoğlu (Hayatı ve Eserleri) konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans, 1997’de Türk Romanında Aydın (1908-1950) isimli teziyle de doktora programını tamamladı. İstanbul’da Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği yaptı. 1995’de Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. Halen PAÜ. Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışmakta. Makale, tanıtım, tenkit, çeviri gibi bilimsel yazıları, çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanmaktadır. Ayrıca, Türk Romanında Aydın Problemi (1908-1950), İki Bilim Adamının Hikâyesi- Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay’ın Hikâyeleri Üzerine Bir İnceleme, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Şiirinde Trajik Durum isimli kitapları bulunmaktadır.
Tam adı:
Prof. Dr. Yunus Balcı
Unvan:
Türk Öğretim Üyesi, Yazar
Doğum:
Ardahan, Türkiye, 1969

Okurlar

2 okur beğendi.
10 okur okudu.
5 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Mademki ölümün gelişiyle hayat üzerindeki sözleşme hemen sonlandırılabilmektedir, Camus'ya göre suçların suçu, bu küçük düşürülmeye boyun eğmektir. Bu, modern insana acı veren ve trajik durumun temelinde yatan düalizmdir: İnsanın sonsuz hayata açlığı, öleceği bilgisiyle gölgelenmiştir. Ölüm, hayatın absürtleşmesiyle insanı, hayatın bir değer taşıyıp taşımadığı sorusunu sormaya zorlar.
Sayfa 22
Reklam
İnsan ilk günahtan ötürü "gizli ve suskun Tanrı" tarafından dünyaya terk edilmiştir. Halbuki kendisini bu dünyada bir sürgün olarak kabul eden insanoğlu evrende tek başına kalmaya boyun eğmek istemez. O tüm evrene hayat, kişilik, ruh vererek kendisini ebedileştirmek ister.
Sayfa 20
Sanatkar, iç kıvrantısı içinde "huzur" arayan ve bu serapta hayalinin abidesini ören insandır. Dermansız bir beden ve canlı bir ruh!
Sayfa 25 - Hilmi Ziya Ülken
İnsan, hayat ile dünya arasında da bir denge kuramadığından trajik bir varlığa dönüşür ve hayat içindeki çabası absürt bir özellik kazanır. Diğer bir ifadeyle trajik, insanın dünyaya bağlı olma mecburiyetinden doğan hürriyetsizliğin ardında yatan dramdır.
Sayfa 18
Aristo, tragedyayı en üstün sanat olarak kabul eder. Çünkü tragedya korku ve acıma duyguları uyandırarak ruhu tutkulardan temizler. Onun talihsizliği arzularından daha büyüktür.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok