Yusuf Mardin

Yusuf MardinKocataş Yalısı yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
635
Görüntülenme

Hakkında

Tam adı Yusuf Sıtkı Mardin'dir. Dedesi Necmettin Kocataş, zamanın ünlü bilginlerinden Şeyhülislam Turşucuzâde Ahmet Muhtar Efendi'nin oğludur. Necmeddin Kocataş'ın da dedesi Safranbolulu Bahaeddin Zâde Hacı Mehmet Efendi'nin oğlu Turşucular Kethüdası İbrahim Ağa'dır. Yusuf Sıtkı Mardin, Hukukçu Ali Zeynel Abidin (Ebül'ula Mardin) Bey ile Fatma Bedrünisa Hanım'ın oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Çocukluğunun ilk yıllarını Sultanahmet’te geçiren Mardin, dedesi Necmettin Kocataş'ın Sarıyer’de büyük bir yalı almasından sonra bu yalıya yerleşmiş; çocukluk ve gençlik yıllarını burada geçirmiştir (Mardin 1988: 17). Beyazıt Fevziye Okulu'nda başladığı ilköğrenimine Kayalar İlkokulu'nda, daha sonra Şişli Terakki Lisesinde devam etmiş, yatılı okuduğu Robert Koleji'nden mezun olmuştur (1936). 1940'ta İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Aylık fikir ve sanat dergisi Yücel'in kurucuları arasında yer aldı (1935). Bir süre turistik Boğaziçi dergisini çıkardı. 1941 yılında Seniha Hanım'la evlendi, bu evlilikten Zerrin ve Ebülula Muti adlı iki çocukları dünyaya geldi. Robert Kolej'de öğretmen, genel sekreter ve hukuk danışmanı olarak görev aldı. Bu arada İstanbul şehir meclisi üyeliğine seçildi. 1949 ara seçimlerinde Mardin milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Bir süre serbest avukatlık yaptı. Türk Eğitim Derneği Yenişehir Lisesi'nin Ankara Koleji hâline getirilmesi planını hazırladı ve kolejin eğitim danışmanlığını yürüttü. 1957'de Londra basın ataşeliğine atandı. Daha sonra Ankara'da turizm müdürlüğü yaptı. Londra Turizm ve Tanıtma Bürosu müdürlüğüne, 1969'da Washington Büyükelçiliği basın danışmanlığına atandı. 1970-72 yılları arasında Ankara'da genel müdür danışmanlığı ve yardımcılığı, üç ay da genel müdür vekilliği yaptı. Son görevi olan Bonn basın danışmanlığını iki yıl yürüttükten sonra kendi isteğiyle emekliye ayrıldı (1975). Emekliye ayrıldıktan sonra yaşamını Londra'da sürdürdü, oradaki enstitülerde Türkçe dersleri verdi. İyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Yusuf Sıtkı Mardin, geçirdiği kalp krizi neticesinde Londra'da öldü. Yücel, Çınaraltı, Boğaziçi, Hisar, Dolunay dergilerinde şiirleri çıkan Yusuf Sıtkı Mardin, ilk şiir kitabı Bir Ad Bulamadım'ı 1934 yılında henüz 18 yaşında iken yayımlamıştır. Şair, daha sonra şiirlerini Mezar Taşları (1946), İki Damla Yaş (1947), Üç Yaprak (1948), Bir Semtini Sevmek (1972), Sonelerle Seneler (1981) adlı kitaplarında bir araya getirmiştir. Şiirlerinde yalnızlık, karamsarlık, aşk, geçmişe özlem, hüzün, tarih, ölüm, kader, İstanbul gibi temalara yoğunlaşan şairin çoğu şiirini aruz ölçüsüyle yazdığı, bazı şiirlerinde ise hece ölçüsünü ve serbest ölçüyü, "sone" ve "rondeau" nazım şekillerini kullandığı görülmektedir. Bütün şiirlerinde "gelenekçi şiiri" savunduğu, ses ve ahenge önem veren "saf şiir"in peşinde olduğu söylenebilir. Aruzla şiir yazması, tarihine ve köklerine sıkı sıkıya bağlı olması, şiirlerinde sözcük seçiminde titiz olması ve ahenge önem vermesi gibi yönleriyle Yahya Kemal’i kendisine örnek almıştır. Yahya Kemal'le görüşüp, şiirleri hakkında fikrini alma imkânı da bulmuştur (Mardin 1988: 250-259). Sade bir Türkçe ile kaleme aldığı şiirlerle dikkat çeken Yusuf Mardin, hatıralarını Kocataş Yalısı Anılarım (1988) adıyla kitaplaştırmıştır. Türkçeden İngilizceye, İngilizceden Türkçeye çeşitli çeviriler yayımlayan şair, Namık Kemal'in Londra Yılları (1974), Abdülhak Hâmid'in Londra'sı (1976) ve Şair Şeref Hanım (1994) adlı inceleme kitaplarına da imza atmış, antolojiler neşretmiştir.
Tam adı:
Yusuf Sıtkı Mardin
Unvan:
Siyasetçi, Yazar, Şair
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 16 Mart 1916
Ölüm:
Londra, İngiltere, 6 Ocak 1995

Okurlar

1 okur beğendi.
2 okur okudu.
1 okur okuyor.
3 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Everything is far-away... and only Death Is everywhere, all the time and as near as our breath... Ahmet Muhip Dranas
In villages where I was born North winds would blow, On account of this, my lips are cracked Kiss them a while!
Reklam
Things we did for this land of ours! Some of us gave our lives; Some of us gave speeches. Orhan Veli Kanık
İnsanın ilk 14 yılı içerisinde duyduğu heyecan ve ilhamı kitaplardan başka veren bir şey var mıdır?
Zaten dememişler miydi ki, sevgi Bir elin başkasının elleri içerisinde karşıdır ve insana kime ait olduğunu anlatır; sonra bakışların birleşmesi ki dünyada Başka hiç kimsenin varlığına önem bile vermez, insana Yalnızlıktan, hayatın cansız uçurumundan kurtarır, diye....
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok