Zekai Eryalaz

Zekai EryalazAyrık Otları yazarı
Yazar
7.6/10
8 Kişi
24
Okunma
0
Beğeni
465
Görüntülenme
Nevar ki, Yüzyıllar boyu tutsaklık nedir bilmeyen Anadolu insanı, bu oldu bittilere seyirci kalacak bir yaratılışta değildi.
Millî Birlik Hareketi, büyük bir coşkunluk içerisinde benliğini kazanmağa çalışırken, bu arada iç ve dış düşmanların tertipleriyle Yurt içerisinde ihanet şebekleri de türemiş ve yer yer isyanlar başgöstermişti.
Reklam
Öteyanda, eli kalem tutan bâzı cibiliyetsiz yazar ve gazeteciler de halkı olumsuz yönde harekete getirmeğe çalışıyorlardı. Bunlardan birisi de gazeteci ve yazar Ali Kemal’di.
- Otuzüç farzı öğrenmek her Müslüman kadın ve erkek için farzdır. Zira, bu otuzüç farz yapılacak ibadetlerin temel yapısıdır. Bunlar iyice bilinmezse yapılacak ibadetler sıhhatlı olmaz.
Kitabın Giriş Yazısı
Bu kitap; Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 29.04.1981 gün ve 33 sayılı kararı uyarınca basılmıştır. Atatürk’ün Doğumunun 100.yılı dolayısiyle
Reklam
" Bir asır olsa senin tükettiğin ömür,yaş, Dikilecek sonunda baş ucuna sivri taş..."
Sayfa 201Kitabı okudu
- Annen ve kardeşlerin uykudalar hâlâ.. - Evet baba!.. Gece yine geç yatmış olacaklar. Televizyonda tiyatro vardı da.. Veli Emek'in kaşları catılmıştı, derin bir soluk verdikten sonra konuştu: - Dert olup çıktı şu günah kutusu başımıza... Nereden soktuk bu mereti eve bilmem, ki?... Hâcer sesini çıkarmadı, babası köşede televizyon dolabının üzerinde duran radyoyu işaret etti: - Ses kutusuna rahmet okuttu bu günah perdesi. Gece yarılarına kadar Müslüman evlâdlarinı karşısına alıp avare edip duruyor. Sabah namazına kalkanların bir çoğuna bile menfi tesir ettiğini üzülerek söyeyebilrim.
İşte üç çeyrek asırlık bir ömrü, rüya âleminin ekranında bir anlık zamanmışcasına yaşayan Veli Emek artık ebedi Aleme göç etmiş bulunuyordu Ondan kalan hâtıralar bir süre silik soluk hâtıralar hâlinde yakınlarının muhayyilesinde yaşayacak, sonra da silinip gideceklerdi.
Elli yıl kadar önce, buradan geçmekte olan yola, yol demeğe bin şâhit isterdi… Çevredeki tepeler de çıplak ve çorak topraklardan ibâretti. Şimdi görüyorsun ya, çam fidanları yetişmek üzere.. Yanında oturmakta olan çocuk başını sallayıp onu doğruladı: -Evet Dede.. Çam fidanlarla kaplı bu tepelere şimdi <<Atatürk Ormanları>> deniyor. +Öyle mi?.. Güzel ad vermişler..
Reklam
" Sen benim selamımı aldın mı ki,senin kelamın karşılık vereyim ?..."
" İnsanın başına ne geleceği önceden bilinmez. "
Biliyorsunuz Mustafa Kemal Paşa, düşmanlarla savaşmağa hazırlanıyor. Yunanlılar Sakarya kıyılarına kadar geldiler... Bizimse eli silâh tutan yiğitlere ihtiyacımız var.. Ne olursak olalım, ne durumda bulunursak bulunalım, bu memleket hepimizin ona sahip çıkmamız gerekir.. Siz’se halâ dağlarda eşkıyalık yapıyorsunuz.
" Karşılık beklenmeyen sevgi,menfaat gözetilmeden yapılan yardımlar,Hakk'ın rızasını kazandırır. "
Sayfa 161Kitabı okudu