Elazığ’da dünyaya geldi. İlk, orta, lise ve Yüksek öğrenimini Elazığ’da tamamladı.
Elazığ DMMA Makine bölümünü bitirerek Makine Mühendisi oldu. Elazığ lisesinde iki dönem öğretmenlik yaptıktan sonra, Mühendislik Hizmetlerine başladı. “ Bölge Makine İmalat ve Donatım Şubesi’nin İkmal Baş Mühendis’liği görevini sürdürmektedir.
Şair bir dönem Tiyatro ile de meşgul oldu. 1970 ‘li yıllarda Elazığ Tiyatro gurubunu kurdu. 1981 Yılına kadar fahri olarak bu gurubun başkanlığını yaptı. Kendi yazmış olduğu üç tiyatro eserini sahneye koydu. Oyunları civar illerde de sahnelendi. Şu anda iki şiir kitabı mevcut olup,basılma aşamasında iki adet şiir kitabı vardır.
Şair Mühendis olmasına karşın, Edebi yönü ağır basmaktadır. “Şair ruhlu” yaratılmıştır. İnce düşünür ve düşündüğünü yazıya döker.
Yöresel hikayeler yazmaktadır. Bazı yapıtları, ulusal ve yerel gazetelerde yayınlanmıştır.
Şairin baba tarafı, 1754 Yılında Çanakkale’den memuriyet nedeniyle Harput’a naklen gelen, Müderris Mehmet BİCAN ‘dan gelmektedir. Anne tarafı, Perçenç (Akçakiraz) köyündendir.
Şair evli ve iki çocuk babasıdır.
Duygu yüklü kelimeler ve farklı konulardan örneklerle iyi bir kitap olmuş. Bir mühendis olan şair şaşırttı beni. Kitabın ismini taşıyan şiirden bir dize yazmaz isem haksızlık olur gibi geldi.
Yağmur çiseliyordu, sen gidiyordun,
Ben ağlıyordum, kimse bilmiyordu...
Sende sevdayı tatmıştin belli belirsiz,
Bense yüreğimden vurulmuştum apansız.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı.Belirtildiğine göre roman kahramanları gerçek hayattan alınmış kişilerdir.Konular bir roman örgüsü içinde anlatılsa da, aslında 1905 ile 1915 yılları arasında yaşanmış çok önemli ve hazin olaylar anlatılıyor.Yer Mamurat-ül aziz (Elazığ), Harput.Harput o dönem sancak beyliğidir.Bu sebeple en çok asker de Harput'tan alınır.93 Harbi için her evden bir asker istenir.Harput eşrafından Abdullah Efendi, yeni doğan torunu Musa yetim kalmasın diye oğlu Ahmet'in yerine savaşa gönüllü olarak katılır.Musa büyür, medrese eğitimini tamamlar ve icazetli bir alim olur.Musa dini ilimlerde mahir bir gençtir.1905 yılında, Osmanlı'ya bağlı Yemen'de isyan çıkar.Musa Hoca evlenmiş ve çocuğu olmuştur.Devlet her evden bir kişiyi Yemen'e gitmek için ister.Osmanlı'da hafızlar, alimler, hocalar savaştan muaftı.Askere alınmazlardı.Musa Hoca bu muafiyete rağmen vatan savunmasına katılmak için gönüllü askere yazılır ve Yemen'e gider.Yemen'de isyancı vahşi arap bedevileri çok acımasızdır.Öldürdükleri Osmanlı askerlerinin midelerini deşip altın arıyorlarmış.Zira onlara, "Osmanlı askeri altın yutuyor" deyip kandırmışlar.Musa Hoca Yemen'de yaklaşık on yıl askerlik yapar.1.Dünya Savaşı patlak verince ordan Sarıkamış'a yine gönüllü olarak gider.Orda da Ruslarla savaşır.
Musa Hoca şehit mi oldu, yoksa Ruslara esir mi düştü?
Okuyun, öğrenin.Romanı çok beğendim.Okurken gözlerimin dolduğu çok an oldu.Kitabın sonunda şehit askerlerin listesi ve bir kısmının resimleri var.426 sayfa.
Tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.