9.0/10
1 Kişi
3
Okunma
1
Beğeni
2.027
Görüntülenme

En Eski Zeki Coşkunsu Gönderileri

En Eski Zeki Coşkunsu kitaplarını, en eski Zeki Coşkunsu sözleri ve alıntılarını, en eski Zeki Coşkunsu yazarlarını, en eski Zeki Coşkunsu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
320 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Evrim vardır, Kuran'da çok sayıda ayet açıkça, çok sayıda ayet ise örtülü olarak buna işaret etmiştir. Tez bu. Okuması zor bir kitap. Yabancı dilde sözcük kullanımı çok abartılı ve yazarın niyetini sorgulatıyor. Buna rağmen konuya meraklı kişilerin okumasında yarar olabilir. - Ateist evrimcilerin ve yaratılışçıların arasındaki benzerliğe dikkat çektiği bölümleri çok önemli buluyorum. - 158. sayfada kil hipoteziyle ilgili önemli bir bilgilendirme var. Kuran'ın kil ayetlerini bilenlerin ilgisini çekecektir. Konunun Caner Taslaman'ın ilgisini çekmemiş olması ilginç. - Elmalılı Hamdi Yazır'ın ve öncesinde pek çok Müslüman bilginin evrimle hiç bir kavgası olmadığını göstermesi... - Yer yer fazla teknik ayrıntıya giriyor, herkesin ilgisini çekmeyebilir. - Evrimci-yaratılışçı kavgasının "din-bilim çatışması" denen şeydeki rolünü anlamak isteyenler ve çıkış yolu arayanlar için aydınlatıcı bakış açıları içeriyor olabilir. - Adem-Havva bölümünde yazar İsrailiyat etkisinde kalmış olabileceğinin işaretlerini veriyor.
Biyolojik Adem'in Emerjans'ı
Biyolojik Adem'in Emerjans'ıZeki Coşkunsu · Çizgi Kitabevi · 20131 okunma
Önceki öğrendiklerimiz, Ruhumuzu ele geçirmiş bir gardiyan gibi. Yeni öğrendiklerimizi Çoğu kez yargılıyor, Damgalıyor ve kabullenmemizi engelliyor. [Salih Koca/ Ayıkla bilincin taşını]
Sayfa 15 - çizgi kitabeviKitabı okudu
Reklam
Tanrım konuşmalıyız; Lütfen, mümkünse hemen! (...) Tanrım, benim sana seslenişim; "biliyorsun değil mi çok iyi biliyorsun. İkimizde biliyoruz, birbirimizi kandırmayalım! Ben aslında; annemin babamın ve senin müşterek ve başarısız projesiyim!" diyen, "kendiyle yüzleşmekten kaçan ve olumsuzlukları kendinde değil de, hep başkalarında arayan fatalistik (kaderci) ve kendine olan özgüvenini yitirmiş bir pesimistik" in seslenişi türünden olmadığı gibi, "Tanrım; konuşmamız lazım: sanırım yoruldum ve artık maksadını anlayamıyorum...!" mazeretini dillendiren "yılgın ve kafası karışık biri" nin seslenişi de değil...! Tanrım benim sana seslenişim; "Tanrım; eğer bir Tanrı varsa, ruhumu kurtar, eğer benim bir ruhum varsa...!" (Ernest Renan) diyecek kadar "fanatik bir kuşkucu" nun seslenişi hiç mi hiç değil...! Tanrım; sana "insanın anavatanı" olarak olan o "içimdeki çocuk" un seslenişi ile sesleniyorum...
Sana, milyon dolarlık bir caminin önünden sesleniyorum Tanrım; Avluda aç kalmış binlerce güvercin! Yere karton serip oturmuş sokak çocukları! Boyası hiç kullanılmamış boyacı! Ve tam yukarıda bir yazı: "Bugün Allah için ne yaptın?" Cami'dekiler mi ne oldu? Onların zaten konumuzla alakası yok...
Tanrım; (...) "Bana 'sus!' diyorsan, O vakit Hakkımı koru! 'Ağlama!' diyorsan, 'Niye gülmediğimi' sor! 'Neden duygularını belli etmiyorsun?' diyorsan, Elimi tut! Az şey yaşadığımı düşünüyorsan gözlerime bak! Bana sitem etme, İsyan etme, Kahretme! Elini uzatmayacaksan kendinden hiç bahsetme"
Kaç parçalara ayırmışlar bizi Tanrım!... Bir parçamızı ailemiz kızar diye dışarıda bırakıyor, bir parçamızı sokakta ne işi var diye eve kapatıyoruz. Bir parçamızı susturmak için yalanlar söylüyor, bir parçamızı sevdiğimize rehin bırakıyoruz. Bu parçalanmışlık içinde; sanki bir bütünmüş gibi fotoğraflara gülümsüyor, geçip giden zamana karışan yanımız hâlâ bizimleymiş gibi avunuyoruz.
Reklam
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.