İnsanların kalplerinin derinliklerindeki bu belli belirsiz haksızlığa uğramışlık hissi zamanla yerini öfkeye bıraktı. Ancak geçmişin hikayelerinde teselli bulabiliyorlardu. Hikaye bittikten sonra ise adeta gerçeğe uyanıyorlardı.
Bizim kasabamızın insanı dürüst ve eli açıktır, açlık çektiler, soğukta kaldılar, ot ve sap yediler ama seslerini çıkarmadılar, yolda yürüyecek takatleri bile yoktu. Onlar da bir yere uzanıp sessizce öldüler.
Küçük bir Çin kasabasından insan halleri (şeytanlaşan, geçmişiyle yüzleşen, pişmanlık ya da övünç duyan) diyebiliriz sanırım bu metin için.. Hikaye güçlü ama çeviri felaket..
Kapitalizm ve Komunizmin savaşında acı çeken bir kasaba halkının hikayesi.. Doğrusal olmayan bir tarzda yazılmış kitapta, birçok ailenin çektiği acıları, kırgınlıkları ve pişmanlıkları akıcı bir dille okuyucuya aktarıyor.
Modern ve geleneksel olanın çatışması içinde, komünizmin insanlara çektirdiği acıları, kapitalizmin de bu acılardan nasıl nemalandığı anlatılıyor.
Sayfası ve olayları bol olan, hep devinim halinde olan, zaman ve mekan değiştirip akıp giden bir eser.
Herkesin okuması gereken ibret dolu bir eser.
Kitabı okuyacaklara yardımcı olmak için küçük bir kılavuz. Öncelikle kitapta Wali kasabası üzerinden Çin Halk Cumhuriyet’inin kuruluşu sonraki kırk yılı anlatılmış. “Kadim Gemi” bana sorarsanız 19.yy da karaya toslamış ve felakete sürüklenmiş, dünyanın en ulvi uygarlıklarından biri olan yüce Çin Ulusunun yeniden doğmak için önünde gördüğü büyük