Ziya Nur Aksun

Ziya Nur AksunDündar Taşer'in Büyük Türkiyesi yazarı
Yazar
Derleyen
8.8/10
173 Kişi
659
Okunma
57
Beğeni
3.555
Görüntülenme

Ziya Nur Aksun Sözleri ve Alıntıları

Ziya Nur Aksun sözleri ve alıntılarını, Ziya Nur Aksun kitap alıntılarını, Ziya Nur Aksun en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir defa gâye, devlet ve millet olarak yaşamaktır; ölmek değil.
Sayfa 144Kitabı okudu
Erzurumlu, geçmiş zamanların kanlı muhârebelerinden bahsederken, Rus'a daima "çok" der, "cesur" demez.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Askerî vasıfları bakımından vazîfesever, çalışkan ve korku nedir bilmez müstesnâ kahraman olarak, askerliğin aradığı ölçülerin en yukarı seviyesinde yer almıştır.
Civitas Campanella: 'Mademki düşünceyi zindana koymayan, hakikat sevgisini zincire vurmayan bir millet, o cesur ve âdil Türkler var; üzerinde yalnız hakikatin, adâletin ve hürriyetin hüküm sürdüğü bir Güneş Ülke yarın neden vücut bulmasın?' demiştir bir İtalyan papazı... Düşündüğü rahat ve huzur âleminin yahut hayalinin hakikat olma ihtimalini ancak bizim varlığımıza bağlamış demektir.
Sayfa 160 - Yabancıların görüpte bizim aydınların göremediği..Kitabı okudu
Bu uğurda sarfettiğiniz gayretler, hiçbir vakit kaybolmayacaktır.
Sayfa 200Kitabı okudu
Harbiye Nâzırı Olarak Enver Paşa
Orduda ancak, âmirlerine bütün rûhu ile itaat edenler, ma'dûnlarını(astlarını) evlâd, kışlasını evi kadar sevenler ve vazifesine geceli gündüzlü çalışanlar kalabilir.
Reklam
Ne diyelim? Tal'at'ın, gizli ittifak muâhedesinin imzâsından sonra Câvid'e dediği gibi "Mukadderât."
Sayfa 145Kitabı okudu
Bu toprağın, en büyük ve hakîkî sahiplerinin, ancak kendileri olduğunu tahammülsüz fedâkârlıklarla ispat ettiler...
Sayfa 176Kitabı okudu
Sultan Hamîd, tahta çıkışının ertesi günü analığının elini öperek 'Siz annesizliğimi bana bir gün hissettirmediniz, nazarımda öz vâlidemden farkınız yoktur ve mevkiiniz Vâlide Sultan mevkiidir.'
Sayfa 14
..biz gittiğimiz her yere barış, sükûn, huzur, adalet ve düzen götürdük. Avrupa gittiği her yere medeniyet adıyla huzursuzluk, haset, iki yüzlülük, sefahat ve fuhuş götürdü. 19'uncu asırda ve 20'inci asrın başlarında kendilerini yersiz, gereksiz olarak medeniyet havariliği ile görevlendirilmiş gören Avrupalılar, gayrı medeni diye isimlendirdikleri kavimlere, bir fetih hakkı iddia ettiler ve buraları sömürge yaptılar. Onların hak dedikleri şey de, "kuvvet"ten ibarettir. Kuvvetin adı medeniyet, kuvvetsizliğinki ise bedeviyet (medeniyetsizlik) olamaz.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Bizde bu 'yeni bir şey' lâfı, aydınların diline pelesenk ettikleri değersiz bir deyim. 'Yeni yeni' diye bir sürü değersiz, kıymetsiz, aslı astarı olmayan şeylere sarılıp duruyoruz. 'Yeni' iyi demek değil; 'yeni' gerçek demek değil; 'yeni' ihtiyaç demek değil. Biz bu dipsiz 'yeni' deyimine böyle şaşkın bir istekle sarıldıkça, başımıza felâketler gelmesi kaderimiz olur. Bu felâketler de 'yeni' olur, fakat herhalde 'iyi' olmazlar.
Bu muhârebelerde ordunun gösterdiği ferâgat, meşakkate âzamî tahammül, cesâret, taarruz kabiliyeti, göz yaşartacak kadar yüksek askerî vasıflardır.
Sayfa 207Kitabı okudu
Türk ordusu, hiçbir dünya ordusunun yerinden kıpırdayamayacağı şartlar altında muhârebe eden bir ordudur.
Sayfa 206Kitabı okudu
Eğer muvaffak olamazsam, son neferimle berâber öleceğim.
Sayfa 197Kitabı okudu
Atlarının yularları ellerinde yatan mücahitler arasında Paşa da bir taşı kendine yastık yaparak yatıyordu.
484 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.