Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu

Yunus Emre yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
19
Okunma
8
Beğeni
1.441
Görüntülenme

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu Gönderileri

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu kitaplarını, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu sözleri ve alıntılarını, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu yazarlarını, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'an da esasen insanın aslen cahil olup, sonradan ilmi kazandığını tasrih ediyor.
"Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz."
Reklam
Bana öyle geliyor ki, her Amerikalı, doğar doğmaz çocukluğunu ve gençliğini geçirmeden hemen kırkına basmıştır. Çocukluğunu ve gençliğini geçirmiş halkların geçmiş günlerine ve o günlerden kalma eserlerine hasretinin sebebini burada aramalı. Amerikalının, Avrupa ve Asya'da düştüğü bu hasret, tarihsiz olmanın ıstırabı ile karışık bir duyguya da benziyor!
Fransız felsefeyi, dimağının girintilerinde beslerken, Alman onu damarlarında yaşatıyor. Her Fransız'da sanki Descartes'den bir parça ve Alman'da Goethe'den bir taraf var!
Şimdi Alsas'ın bir deresindeyim: Karşımda Jop isimli sigara kağıdı fabrikaları tütüyor, Voj dağlarını kaplayan dumanları, Tortum köylerinin on sene evvelki figanlı manzarasını daha iyi aydınlatıyor. Bulunduğu muhitten uzaklardaki bir gıdayı almağa ne ihtiyaç, ne de zevk hissetmeyen hayvanın gırizesine aklıselim dense yeridir. İnsanda fazla olarak bu aklıselimin mevcut olmayan şey'i yaratmak derecesine varacağını düşünmüyor değilim. Her ne olursa olsun, içtimai ve iktisadi yaşayışımızda, şöyle böyle iki yüz yıl önce başlayan tarih dönümü, her halde, bizden, hayvanlarda bile bulunan bu aklıselimi nez'etmiş olmalı!
Kadın sesinin ve kadın gülüşünün mesela orman uğultusu, at kişnemesi, su sesi... gibi tabiatın ayrılmaz bir parçası olarak kaldığı, sırası düşünce kahkahası, sıhhat ve hayat taşan renkli çehresiyle, yoldan geçen yolcuya neş'e aşıladığı yerlerden biri Alsas dağlarıdır. J.J.TRousseau'nun buralarda gezdiğinden bahsediliyor. Doğru olup olmadığını bilmiyorum. Tortumlu Türk'ün asıl hayran kaldığı nokta, bu tabii yaşayışın, derelerden yükselip dağların etrafına halka halka akseden ve bir teviye ezeli günahı hatırlatan çan sesleriyle anlaşmada gösterdiği hayat zekasıdır. Türk ruhuna uzanan kara elin, Anadolu'da yükselen yabancı sesin, akliselim rehberliği ile yürüyen halk hayatına vurduğu gemi düşünüyorum. Gözümün önünden, mesela erkekler geçerken sesini kesip çöken, büzülerek arkasını yolcuya çeviren, kadın olan sesini erkeğe işittirmek günahını irtikap etmemek için dişlerini sıkarak eziyetle konuşan Ayşe'lerin, Fatma'ların bükük ve sıkılgan hayalleri geçiyor; bu hayaller bir an, bulunduğum dağların dimdik gezerken yüzleri ve alınları hayata bakan kadınlarıyle karşılaşıyor.
Reklam
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.