.
Kitap Şanlıurfa’nın bir köyünde yaşayan Meryem isimli bir kızın, yazarın çalıştığı radyoya bir mektup yazması ile başlıyor. Meryem diğer arkadaşları gibi ne on beşine basmadan evlendirilmek, ne de evlenmemek için intihar etmek istiyordu. Yazara yazdığı mektupta okumak istediğini ve ona yardım eli uzatmasını istemişti. Meryem’in elinden tutan, yüreğine dokunan Muharrem öğretmeni olmuştu ama işte öğretmeninin tayininin çıkmasıyla da yanlız kalmıştı.
Kitap Meryem’in mektubuyla başlayıp, yöre halkından, adet ve yaşayışlarından da bahseder. Köy ağalarını, aşiret reislerini, kadınların amacının sadece erkek evlat doğurmak ve eşlerine hizmet etmek olduğunu anlatır. Okutulmayan kız çocuklarından, köylülerin üzerinde hakimiyet kurmak için onları güçsüz bırakan köy sahiplerinden, kime hizmet ettiğinin bile farkında olmayan muhtarlardan söz eder. Son bölümlere geldiğimizde ise, kitabın devamının geleceğini öğreniyoruz. Kısaca eser, Meryem’in azmiyle gerçekleşen, yol gösterici bir başarı hikayesi.
#BenMeryem
^
^
#alıntı
İnsan suya düştüğü için boğulmaz.
İçine düştüğü sudan çıkamadığı için boğulur.
^
Muharrem Öğretmen sonunda Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetinin ‘Oku!’ olduğunu söyledi. Buna benzer birkaç ayet okuduktan sonra Peygamber Efendimizin, ‘Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.’ diye buyurduğunu da anlattı. Lâkin, yağmur kayaya işleyebilirdi belki ama, konuşmalarının bir kelimesi bile orada bulunan ev halkının aklına işlemedi.
^
^
#alişankapaklıkaya #yediverenyayınları #bloghemsire #edebiyat #meryem