198 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Mahmut Makal'ın 1950'de yayımlanan ve Köy Edebiyatı'nın en önemli sembollerinden biri olan Bizim Köy, aslında 1948-1949 yılları arasında "Bir Köy Öğretmeninin Notları" adıyla Varlık dergisinde yayımlanmış. Yazarın yaşadıklarından ve gördüklerinden yola çıkarak, yerel bir ağızla yazdığı çarpıcı gerçekler yalın anlatımıyla öne çıkmaktadır. Kitapta, köylerde yaşanan işsizlik, yoksulluk, açlık, susuzluk, cahillik, bürokrasinin, sağlık ve eğitim sisteminin yetersizliği, dini inanışlar, hurafeler ve tarikatlar gibi sorunlar işlenmektedir. Kitabın yayımlandığı dönemde büyük tepkiler alan Makal, tutuklanmış ancak ceza almamış. Oldukça etkileyici bir eser olduğunu söyleyebilirim hele ki yazma şartlarını okuduktan sonra yazara hayranlığım bir kat daha arttı. 20'li yaşlarındaki idealist bir öğretmenin tüm bu zorluklarla mücadele etme çabası da hiç kolay olmamış doğrusu. "Güleriz ağlanacak halimize" deyişindeki gibi yer yer gülümseten satırlar olsa da yazar gerçekleri ince ince tokat gibi okuyucunun yüzüne çarpmıştır. Ara Güler'in fotoğraflarıyla desteklenen kitabın sonundaki Türk ve Dünya basınında yeralan övgüleri okumak da ne kadar değerli bir eser olduğunu bir kez daha vurguluyor. Kesinlikle okunması gereken bir eser. Kitapla kalın...
Bizim Köy
Bizim KöyMahmut Makal · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,202 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Kitabı aldığımda bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim. Hani derler ya kısacık bir hikayeydi ama etkisi fazlaydı diye, tam olarak öyle bir kitaptı. Canan, tek başına yaşayan biri. Bir gün Telefonu çalıyor ve arayan kişi ona bir kargo geleceğini söylüyor. Canan başta umursamasa da daha sonradan kargoyu açtığında şok'a uğruyor. Kardeşi, ondan uzak olan Can'ın çizimleri karşısında duruyor. Bir sonraki gün arayan kişi tekrar arıyor ve onunla buluşmayı teklif ediyor. Içindeki tuhaf hisle beraber buluşmaya giden Canan eski komşularını orada görünce direkt olarak tanıyor ancak bir anlam veremiyor. Ta ki İrem, kardeşinden kalan mektupları ona verene kadar. Kardeşi Can, otizmli bir çocuk. Bu yüzden konuşmayı ve birçok şeyi sevmiyor. Ancak ilk defa bir insanla gizli bir arkadaşlık kurup ona mektuplar yazıyor ve resimler çiziyor. Canan İrem'den o mektupları aldıktan sonra tek tek okuyor ve okudukça şoka uğruyor. Kardeşinin yaptığı ve yapmadığı şeylerin sebebini Bu mektup sayesinde öğreniyor. Gerçekten Kalbe dokunan bir hikayeydi. Otizme sahip olan insanların nelerden mahrum kaldığı ve nasıl yargılara sahip olduğunu bir kez daha gördüm. Peki sizce Can nerede, kardeşinin sonu derken neyi anlatmak istediler? Kesinlikle okumanızı tavsiye edebileceğim bir eser. Yazara teşekkür ederim.
Bir İz Bırak Bana
Bir İz Bırak BanaNihal Yormaz · Epsilon Yayınları · 201750 okunma
Reklam
83 syf.
·
Not rated
Hoşgörü, dünya üzerinde yaşayan tüm toplumlar olarak kavgasız, gürültüsüz yaşayabilmemizin en temel şartıdır. Bunun için aynı dilden, aynı dinden, aynı ırktan, aynı cinsten olmamız da gerekmez. Hatta bunlar aynı olmadığı zaman hoşgörüye daha muhtaç bir hale geldiğimiz de yeryüzünde denk geldiğimiz olaylar sebebiyle su götürmez bir
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012396 okunma
120 syf.
·
Not rated
TARASKONLU TARTARİN / ALPHONSE DAUDET Bu sefer eski ama sevdiğim bir klasiği tekrar okudum ( belki 45 sene sonra). Tarzını sevdiğim yazar Daudet'den Taraskonlu Tartarin ile keyifli bir yolculuğa çıktık. Şiir, roman, hikâye, mektup, anı-mektup türlerinde eserler veren Daudet’nin Değirmenimden Mektuplar adlı eserinden sonra, 1872
Tarasconlu Tartarin
Tarasconlu TartarinAlphonse Daudet · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021159 okunma
439 syf.
·
Not rated
Sevgili Henry Feeling, Dilerim hitabımı hadsizlik olarak değerlendirmezsiniz. O kadar uzun süredir sizinle birlikteyim ki kendimde "sevgili" kelimesini kullanacak cesareti buldum. Bunu nasıl değerlendirirsiniz bilemiyorum fakat söylemek zorundayım ki kitabınızda Tom ya da Sophia karakterinden çok size bağlandım, sizle empati yaptım, sizin araya girdiğiniz satırları heyecanla bekledim, zevkle okudum. Hatta hadsizliğimi şuraya taşıyabilirim! Bence Mina Hanım da kitaptaki karakterlerin maceralarından çok sizin iç dünyamızla hemhal olmuştu. Sizi tanıdığım için çok mutluyum. Şu an 1700'lü yıllarda yaşamış bir yazara mektup yazmak kendimi garip hissettirse de bana bu duyguyu tattırdığınız için teşekkürler.
Tom Jones 2. Cilt
Tom Jones 2. CiltHenry Fielding · İletişim Yayınları · 199044 okunma
423 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Kara Kitap
Kara Kitap
, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
’un 1990 yılında yayımlanan romanıdır Kitabın temelinde kimlik meselesi üzerinde durulmuştur, Galip’in, Celal’in yerine geçtiği kısımlarda bu açıktır. Orhan Pamuk’un bu romanı dünya çapında çokça konuşulmuş, belli başlı dillere çevrilmiş, Pamuk’un daha da ünlenmesine katkıda bulunmuştur. Romanın ana
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229.1k okunma
Reklam
272 syf.
·
Not rated
 DAĞA ÇIKAN KURT     Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Dağa Çıkan Kurt
Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2021416 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
Ben buradayım sevgili okuyucum sen neredesin acaba?
Tutunamayanlar, evet o meşhur ya çoğumuzun okuyup hatırlamadığı ya da yarım bıraktıği lakin epey ünlü kitap (!) Birçok mecra ve makalede tonla akademik inceleme ve fikir tartışmaları olduğundan Amerika'yı da yeniden keşfetmeye gerek olmadığından ben gözüme takılanları ve bazı ders notlarımdan alıntıları kendime de kayıt altına tutabilmek
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061.8k okunma
96 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Benim hüzünlü orospularım; Hiç hoşlanmadığım ve neden yazılmış olduğunu anlayamadığım bir kitap oldu hakikaten. Yazarın isim olarak bu kadar büyük olması ve bu kitap, hiç bağdaşlaştıramadım. Kurgusuna hayran mı kalınmış olunuyor böyle? 90 yaşında bir kişinin 13-14 yaşında bakire bir kız çocuğu ile birlikte olmak gibi bir şeyi istemesi ve bunu bir bakıma gerçekleştirmesi.. Bu tür şeylerin taaa o tarihlerden bu zamana normalleştirilmesi anlamına geliyor. Demek ki pedofilinin tarihi o kadar eski. Yani son 10-15 senelik bir mevzu değil. Marquez en merak ettiğim yazarlardan biriydi. Kırmızı pazartesi de aynı şekilde sevdiğim bir kitabıydı. Kalbim küt küt okumuştum Santiago Nasar’ın hikayesini orada. Aynı zamanda Yüzyıllık Yalnızlık, Kolera Günlerinde Aşk ve Albaya Mektup Yok’ta okumak istediğim kitaplar içerisindeydi. Şimdi bu kitaptan sonra bende yazara karşı önyargı oluştu. Bu konu; adamın bilinçaltında barındırdığı kendi fikirleri mi yoksa ısmarlama bir kitap mı diye? Sanırım uzun bir süre Marquez okumak istemiyorum. Benim için kısa süreli bir okuma oldu. Aklımda kalmamış oldu en azından. Her yerde karşıma çıkıyordu zaten kitap.. Puan vermek gerek mi onu da pek bilemiyorum Sadece edebi anlamında bir okuma diyebilirim. İyi ki okudum. Kitap okumadan geçen bir gün bizim için kayiptır diyip yeni kitabımı seçelim bence
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920.9k okunma
579 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.