Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir akşam, yemekten sonra, Bolu’ya girmiş olan Ethem’den bir telgraf aldık. Mustafa Kemal Paşa’dan, kendisinin idama mahkûm ettiği kimselerin listesine imzasını koymasını istiyordu. Ne yazık ki, listede Binbaşı Hüsrev’le Osman beyleri kurtaran Sefer ve arkadaşlarının isimleri de vardı. Ankara onları affettiğini bildirmiş olduğu için, bizler
816 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitabı okurken sürekli yaşadığım durumlar
*Kes artık Gece! *Kitapta da herkes felsefi konuşuyor bi tane normal konuşan yok *Yazar Uygar'ı sürekli övüyor kesin ölecek kesinn.. Ayrıca kurşun yemekten kevgire dönen Ediz duruken tek kurşunda ölen Uygar... *Doğa hamile kalıp bebeği de trajik şekilde ölmezse ben de bir şey bilmiyorum (çokk klasik baygınlık geçirdim) *Yazarın cümleleri yazarken eski satırları sürekli copy paste yapan görüntüsü (bilgisayarda 'of neredeydi yaa' diye arayıp ctrl+c, ctrl+v yapıyor) *Ne dağ eviymiş arkadaş! *Ee şimdi Levent Çağıran neden öldü? Bir de Ediz şerefsiz babanın intikamını alıp ne yapacaksın Allah aşkına ama *Her duyduğu şeyden sonra derin uykulara yatan Doğa'yı okurken aklıma hep ötmekten yorulup hık diye yana devrilen horoz görüntüsü geliyordu djdjdjd *Şevkat Yerimdar'daki kahvehanenin camı bu kitapçının camı kadar parçalanmamıştır. Kitapçının sahibi dükkana geliyo tepkisi 'of yine mi yaa' (Mesut Süre taklidiyle okuyun djjdkd)
Yabancı - Elyel
Yabancı - ElyelÖznur Yıldırım · Pegasus Yayınları · 2023398 okunma
Reklam
Ben yazarken rastgele yazarım, bu yüzden bol bol hata yaparım. Bunları düzeltebilirdim elbette. Ama o zaman artık bana ait olmuş kusurları düzeltir, kendimi yanlış tanıtmış olurdum.
Sayfa 81 - Aylak Adam Yayınları
103 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kahvaltı yaparken babamın televizyonu açmasıyla karşımıza çıkan haber kan donduran cinstendi.Uğur Mumcu arabasına yerleştirilen bomba ile kalleşce öldürülmüştü.Hâlâ o görüntüler o zamanlar çocuk olmama rağmen dün gibi gözümün önüne geliyor.Uğur Mumcu ismiyle tanışmam bu olayla oldu.Kendisini derin bir saygıyla anıyorum.Hatta bunları yazarken Selda Bağcan'ın "Uğurlar Olsun" türküsü kulaklarımda çınlıyor.Kitaba gelecek olursak aslında bu kitap babamın kitaplığında vardı ama o zaman ben çocuk yaşta olduğum için sadece kapağına bakar ve kitabın ismini okurdum.Yıllar içinde birkaç kez ev taşıma dolayısıyla başka kitaplarla birlikte bu kitap da kayboldu.Geçenlerde kitapçıda gezerken Uğur Mumcu kitaplarına denk geldim ve hemen bu eserini aldım. Uğur Mumcu bu kitabında 12 Mart muhtırasında hem kendi yaşadığı olayları hem de ülkenin sıkı yönetimle nasıl bir hal aldığını gözler önüne seriyor. Yön anlamına gelen sol kelimesinin bile suç sayılabileceği bir dönemi düşünün. Tutuklamalar, sorgulamalar, işkenceler, yargısız infazlar, keyfe göre kararlar ve daha nicesi... (Günümüzde de durumun pek değiştiğini söyleyemem). Yazar, okuyucuyu hem güldürüyor hem de derinden düşündürüyor. İyi okumalar.
Sakıncalı Piyade
Sakıncalı PiyadeUğur Mumcu · Umag Yayınları · 20141,999 okunma
Dilin Toplumsal Tarihi
19 yüzyıl tarihçileri, milli birlik üzerine odaklanma eğilimindeydiler ve herhangi bir dil üstüne yazarken sanki o dil bir hayvan ya da bitkiymiş gibi 'evriminden' ya da 'büyümesinden' söz ederek sosyal çeşitliliği göz önüne almıyorlardı.
Terör Çağında Stalinci İtirafnameler
'Romanımı hiçbir zaman tamamlamadım, yazdıklarım yasal bir soruşturmanın protokolleri haline geldi,' diye yazmıştı.44 * Çeviren: Esma Kartal 44 Shentalinskii, Raby svobody, 38, 69-70. İtirafnamelerini yazarken, yeteneklerinden, başka yazarlar da istifade etmiştir. Meerkhol'd'un ifadesi 31 sayfadan fazlaydı; Kol'tsov 31 sayfalık bir ifade verdi, sonra bunun üzerine 40, daha sonra 17 sayfa daha ekledi. B. Sopel'niak, Smert'v rassrochku (Moskova: Geia, 1998), 152, 249.
Sayfa 212 - Igal HalfınKitabı okudu
Reklam
Neyse ki bunda da istisnalar vardı elbette; çoğunlukla sessizce acı çektiğin, sevgi ve iyiliğin karşılarına çıkan her şeyin güçleriyle üstesinden geldiği ve doğrudan duygulandırdığı zamanlardı bu. Ama nadirdi bu, ancak olağanüstüydü. Mesela eskiden sıcak yaz günlerinde öğlen vakti yemekten sonra seni mağazada yorgunluktan dirseğini tezgaha dayamış biraz kestirirken gördüğümde; ya da pazar günleri kan ter içinde yanımıza yazlığa geldiğinde; ya da annem ağır bir hastalık geçirdiğinde kütüphaneye tutunup sarsılarak ağladığında; ya da geçirdiğim son hastalık sırasında usulca yanıma, Ottla'nın odasına gelip, ama eşikte durup beni görebilmek için yalnızca boynunu uzattığında, ama saygıdan yalnızca elinle selam verdiğinde böyleydi. Böyle zamanlarda yatağıma uzanıp mutluluktan ağlardım ve şimdi bunları yazarken yine ağlıyorum.
#Tek gerçek;)
Yazarken sadece kendime göre var olan tek gerçeği öğütledim:"Kendimiz aynı zamanda ailemiz için en iyi olan neyse onun için yaşamalıyız."
Sayfa 17 - @KAPRA.Kitabı okudu
352 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bana Söylediği Son Şey
Selamlar bugün size çıktığı andan beridir baya dikkatimi çeken o kitapla geldim. BANA SÖYLEDİĞİ SON ŞEY. Önce kitabın konusundan bahsedeyim. Kapısında küçük bir çocuğun elinde not kağıdı gören Hannah o andan itibaren hayatının temposuna yetisemeyeceğini tabii ki bilemiyor. Notta sadece “Onu Koru” yazarken kocasının kimden bahsettiğini biliyordu. Kocasının kendisinden pek haz almayan kızıydı. Ve Hannah bir anda bir not kağıdı bırakıp ortadan kaybolan kocasının arkasında bıraktığı gizemin içinde kocasının kızını koruyabilecek miydi? Hala etkisindeyim. Kitapta beni etkileyen en önemli şey sonuydu. Karakter gelişimini çok güzel okuduk. Tek sıkıntısı dendiği gibi bir gerilim asla yoktu. Gerilmedim hiç okurken fakat gizemi merak uyandırıcıydı. Çünkü Hanna ve kocasının kızı bir gizemin peşinde koşarken, geçmişin sırlarında boğulduğu yerler oldu. Burada işte tam olarak neler döndüğünü merak etmiştim. Büyük bir curcunanın içinde, koruman gereken bir kız, güvenmemen gereken çok fazla insan var ve tanıdığını düşündüğün kocanı asla tanımıyor oluşunla yüzleşmek… Hannah’ın izlemesi gereken yollar ve seçmesi gereken seçimler vardı ilerleyen sayfalarda. Ve bunlari okurken neler olacağını, neleri seçeceğini büyük bir merakla okudum. Öyle ters köşeleri yoktu bana göre ama yine de o sonu okurken duygulandım… Ayrıca yazarın dili de yalın ve sadeydi. Asla okurken boğuyordu ve ufak ufak sırlar serpiştirdiği için de oldukça rahat okutuyordu.
Bana Söylediği Son Şey
Bana Söylediği Son ŞeyLaura Dave · Artemis · 202437 okunma
Bugün yetişirse kitabımın yeni bölümünü yayımlayacağım. Sizi birazcık ağlatabilirim... Ben bile yazarken kalbim o kadar sızladı ki anlatamam. Karakterlerin her şeyini anlattım, detayına kadar, özellikle de geçmişlerini. Kitaba ulaşmak için wattpad hesabım: wounded_soull Kitap ismi: fısıltı Link de bırakayım; wattpad.com/story/351351139... Konusu; Babasının işi sebebiyle yeni bir eve taşınan İnci, artık alışacağını düşünse de olacaklardan hiç de haberi yoktur. Taşındığı günün ilk gecesi gördüğü kabusla uyandığında kapısında duran kadını görene kadar aslında kabus gördüğünü düşünmeye devam etmektedir. Zaman zaman bu kadın aslında bir kabus değil de geçmişteki bir olay nedeniyle intikam almak isteyen bir katildir. İnci ise o lanetli kadından kurtulmaya çalışırken kendi geçmişini de öğrenmeye başlar. •Rahatsız edici, tetikleyici, kan ve vahşet içeren sahneler bulunmaktadır.• Destek olanlar için teşekkür ederim, okuyanlar için de keyifli okumalar...
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Benim için veda edilmeyecek, edilemeyecek bir kitap. Şair hakkında Şükrü Erbaş'ın bir kitabında yazılanları okuduğum andan itibaren Gülten Akını merak ediyordum. Kalemini, şiirlerini daha fazla keşfetmek için sabırsızlanıyorum. Şiiri gelin Gülten Akın'dan okuyalım. "Şiir, insanla insan, insanla dünya arasındakini seçerek bir başka düzleme aktarır ve yeniden kurar. Bir özel dil olmakla beraber şiir bir iletişim aracıdır. Nesnel dayanağı olan coşkulu bir söylemdir. Kimi kez doğru giden bir oktur. Yeniden düzenlemesi gereken yaşama, dünyaya usla karşı çıkıştır. Başkaldırıdır." Acaba bu tanımı yazarken kaç kere yazıp silmiştir. Ya da tek seferde mi yazmıştır, aklımda o kadar çok soru var ki Gülten Akın hakkında :)
Kırmızı Karanfil
Kırmızı KaranfilGülten Akın · Yapı Kredi Yayınları · 20191,221 okunma
… konuşma sırasında ağzınızdan ilk çıkan sözleri düzeltmek için zamanımız yoktur. Bir kere dile getirmeyi denemeden, ne demek istediğimizi tam olarak kestiremediğimiz için bu pek uygun değildir zaten. Oysa yazmak, yeniden yazmak gerekliliğini doğurur; hatta yazma işinin büyük bir bölümü yeniden yazmaktır. Yeniden yazarken, ilk düşündüklerimiz -işlenmemiş, iyi ifade edilmemiş düşünce yumakları-zaman içinde zenginleşir, nüans kazanır. Artık kafamızdakiler gerektiği gibi, belli bir mantık ve estetik düzeni içinde sayfalardaki yerlerini alırlar. Buna karşın, konuşurken ortaya çıkan anlam kaymaları yüzünden acı çekeriz; konuşma sırasında yapacağımız düzeltmeler ve eklemeler ise bizi dinleyen en sabırlı insanı bile çileden çıkarabilir.
Sayfa 110Kitabı okudu
116 syf.
·
Puan vermedi
Safdil incelemesi
Safdil
Safdil
Yazarın okuduğum 2. Kitabı ve ilk kitap kadar heyecan verici (
Sadık veya Kader
Sadık veya Kader
) sefiller havasında destansı bir anlatım var, dil sade ve anlaşılabilir, hugo’nun sefilleri yazarken ilham kaynağı edindiği yazarlardan biri olur kendisi ve geç tanıştığım için çok pişmanlık duydum.
Safdil
SafdilVoltaire · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020585 okunma
1025 syf.
10/10 puan verdi
·
77 günde okudu
Derin Ruh analizi ve felsefesi ile Karamazov Kardeşler
Felsefe dersini sevip, henüz felsefi kitap okumamış biri olarak Karamazov Kardeşler romanıyla tam bir felsefe kitabı okudum. Her sayfasından alıntı yapmak isterdim. Bu hayatta hangi yazarla tanışmak isterdin diye sorsalar, tereddütsüz Fyodor Mihayloviç Dostoyevski derdim. Ruhumu, kalbimi, düşüncelerimi, hislerimi her kitabında ayrı ayrı bulduğum
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma
190 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Jack London'i tanımayan, okumayan nerdeyse yok gibi bu alemde. Fakat Tugba Coskuner olmasaydı benim bu kitaptan haberim hiç olmazdı diye düşünüyorum. Tugba hocam bu kitabı pek bir heyecanla anlatıp, 'Jack London'in bu kitabı yazarken öldüğünden ve kitabı bir başkasının tamamladığını ve tam olarak hangi kısımda öldüğünü kurgunun bozulmamasindan cikaramadigimizi' söylemişti. Kesin bilgi yayalım evet gerçekten anlaşılmıyor. Ve evet kurgu çok ama çok iyi. Ahlakcilik tartışmaları sizi bir ara çok düşündürse de aradaki yaşanan o olaylar sizi bolca gülümsetiyor da. Bana çok ama çok iyi gelen kitaplardan oldu. Tavsiyedir.
Cinayet Şirketi
Cinayet ŞirketiJack London · Oda Yayınları · 20081,717 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.