Türkler Arapların olduğunu iddia ettiğiniz dini kabul etmeden önce de pek çok dine bağlı idiler. Paylaştığınız gönderiye ve düşüncenize göre dinler ırkların yapısını bozuyor öyle mi? Tarihteki pek çok dindar topluluğun (İslam olmak zorunda değil) başarılarını, uzun ömrünü okumanızı öneririm. Ulusal duyguları uyuşturduğunu iddia ettiğiniz dinin "Vatan sevgisi İmandandır." gibi hadislerini görmezden gelişiniz olaya nasıl sadece kendi perspektifinizden baktığınızın da basit bir örneği olmuş. Yüzyıllardır İslam'ın Araplara gönderilmeğini ve uluslararası bir din olduğunun nasıl açıklandığını ve delillendirildiğini de aynı şekilde okuyarak öğrenebileceğiniz düşüncesindeyim.Umuyorum ki insanların size saygı gösterebileceği ve ciddiye alabileceği bir seviyede başkalarının dinine, değerlerine saygı duymayı öğrenir, üslup konusunda hem yorumlarda hem de okuduğunuz eserlerin aktarımında hassas davranabilirsiniz. Ateist sayısız bilim insanı, filozof, yazarlar dahi İslam'dan bahsederken peygamber sıfatını kullanabiliyorken insanların dini değerleriyle alakalı konuşurken hitap konusunda seçici davranılması gerektiği düşüncesindeyim. İyi günler dilerim.
Batuhan

Batuhan

@Gravee
·
4g
"Türkler, Arapların (İslâm) dinini kabul etmeden önce de büyük bir ulus idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin (İranlıların), ne de Mısırlıların ve başkalarının Türklerle birleşip bir ulus oluşturmalarına hiçbir etki etmedi. Tersine, Türk ulusunun ulusal bağlarını gevşetti; ulusal duygularını, ulusal heyecanını uyuşturdu. Bu pek doğal idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin amacı, bütün ulusların üstünde yaygın bir Arap ulusçuluğu politikasına dayanıyordu. Bu Arap düşüncesi, ümmet sözcüğü ile dile getirildi. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, yaşamlarını Allah sözcüğünün her yerde yükseltilmesine adamaya zorunlu idiler. Bununla birlikte, Allah'a kendi ulusal dilinde değil, Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla tapınma ve duada bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu durum karşısında Türk ulusu birçok yüzyıllar boyunca ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, âdeta, bir sözcüğünün anlamını bilmediği hâlde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler."
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Hâlâ "kara listeme" eklediğim yazarlar hakkında alıntı ve yorumlar yaparak bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Bakın CIAsal islamcılar... Dayanağını inançtan alan laflarınız benim için bir anlam ifade etmiyor. Bu nedenle sizinle tartışacak bir şeyim yok. Zaten bu tip çer çöp okuyan kimselerle takipleşmek istemediğim için sürekli bu tarz paylaşımlar yaparak o kafadaki kitleyi kendimden uzak tutmaya çalışıyorum. Bunda anlamayacak ne var?
Reklam
Arkadaşlar ben dahil oluyorum olaya. "Bana anlat gebeş kaplumbağalar:))" Sence neden yazar gözüyle bakmadığın açıkça ortada senin İslama karşı düşmanlık beslediğin için olabilir mi acaba. Ben sadece üç yazar hakkında konuşmak istiyorum diğer yazarlar hakkında kesin bir bilgim yok. İnsanlığın tarih sahnesindeki yolculuğunda aydınlatıcı bir rol oynayan düşünce ve sanat insanları çoğu zaman toplumun önemli bir kesimi tarafından büyük bir saygı ve hayranlıkla karşılanır. İslam dünyasında da bu şekilde değer verilen birçok yazar ve düşünür bulunmaktadır. İçlerinde İslam'ı savunan tarihle uğraşan ve önemli eserler ortaya koyan isimler bulunmaktadır. İslami düşüncenin önemli kalelerinden biri olarak kabul edilen Said Nursi eserleriyle geniş kitlelere hitap etmiş ve İslam'ın güzelliklerini anlatarak insanların kalplerine dokunmuştur. Tarihe duyduğu merakı ve araştırmacı ruhuyla bilinen Kadir Mısıroğlu ise pek çok tarihi gerçeği gün yüzüne çıkarmış (bence de zorunuza gittiği için yazar olarak görmediniz :)) ) . Necip Fazıl Kısakürek ise edebi yönüyle ön plana çıkan bir yazar olup İslami değerleri eserlerine yansıtarak insanların ruhunu beslemiştir. Ancak ne yazık ki bu değerli isimleri yazar sıfatına layık görmeyen bazı gebeş kaplumbağalar da bulunmaktadır. İslam'a hizmet eden tarihi doğru anlamaya çalışan ve sanatlarıyla insanları etkileyen bu isimler aslında sadece kendi dönemlerine değil gelecek nesillere de ışık tutacak eserler bırakmışlardır. Bu yüzden onları sadece birer yazar olarak görmek değil aynı zamanda büyük birer düşünür ve rehber olarak tanımak gerekir.
Cihat

Cihat

@TheSunKing
·
1ha
Oooo yıllardır beklediğim özellik sonunda gelmiş. Hemen yazar olmayan ama yazar-(mış) gibi bu uygulamada profilleri olan gereksizlerin sesini keselim.
Kadir Mısıroğlu
Kadir Mısıroğlu
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Rıza Nur
Rıza Nur
Mustafa Armağan
Mustafa Armağan
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
İhsan Şenocak
İhsan Şenocak
Şimdiki yazarlar çok okunmamaktan şikayetçi, suçu içinde bulunduğu çağa, topluma atıyorlar da, kendisini çok yeterli sanıyor. Örneğin, Mehmet Akif Ersoy iyi derecede Arapça, Farsça, Fransızca biliyordu Türkçe'nin yanında. Ya siz siz ne biliyorsunuz da değer görmediniz acaba sahte şairler....🙃
Soru cevap etkinliği part 2 :)
Herkese merhabalar.Bugün bir soru cevap etkinliği ile geldim.Birkaç kağıt hazırladım.Yayınevleri,yazarlar ve karakterler hakkında.Hangisini çekersem onlar hakkında yorumlar yazacağım.Haydi başlayalım. :) Soru 1=Güneşi söndürmem gerek serisi. Ben cep boyunu almıştım ren yayınlarından.Birinci kitabını beğenmiştim.Ama bana fazla uzatılmış gibi
Karanlığın İçinde Sorgulanan Adalet
Karanlığın İçinde Sorgulanan Adalet: Suç ve Ceza, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü ve Reis Bey Eserlerinde Adalet Kavramının Sorgulanması Üzerine Karşılaştırmalı Metin Tahlili (Spoiler Uyarısı) Suç ve Ceza, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü ve Reis Bey’in sırasıyla yazarları olan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Victor Hugo ve Necip Fazıl Kısakürek ortak
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.