Daha önce Robert Musil'in Baltıkta Balıkçılar ve Francis Picabia'nın "Sonradan Görme İsa" isimli kitaplarını okudum. Sürrelaizim , Dada veya Ekspresyonizim adı verilen bu akım hakkındaki fikrlerim bu kitaplarla sınırlıydı.
Bu akım, Delilik , Yalnızlık, Ölüm ve büyük şehirlerdeki bohem hayatı mizah, Yeni insan, gibi konuları ı kapsıyor.
En aktif dönemini 1906 ve 1926 yılları arasında yaşayan bu akımın temsilcileri için ; "Burjuva etiğini yerin dibine batırsa da , ortak bir düşünce ve yaklaşımın neferleri olamayacak kadar bireysel kalemlerdi" diyor Zehra Aksu Yılmazer .
Diğer bir değişle sürrealizm de diyebileceğimiz ekspresyonizmin , dadan beslendiğini de ilave ediyor.
Bu arada seçkilerin olduğu bu kitapta Franz Kafka'nın da oldukça kısa bir hikayesi mevcut.
Yazarların hayat hikayeleri küçük paragraflar halinde verilmiş ve maalesef çoğunun son yılları ve ölümleri trajikmiş.
Aralarında en ilginici , Franz Held : Münih'de Tanrıya hakaret ettiği için mahkemeye verilen Held Ailesi ile önce İsviçre sonra Avusturya'ya kaçıyor ve Salzburg yakınlarında bir dağ kulübesinde yaşıyor . 1899 yazında karısı ile birlikte kulübedeki dört çocuğunu yalnız bırakıp hiç iz bırakmadan ortadan kayboluyorlar . Bir yıl sonra bulunan Held akıl hastanesine kapatılıyor ve orada ölüyor..
Burada kitaptaki konular hakkında bir şeyler yazmak çok zor . Ancak şunu söylemeliyim , Dadayı anlatmak çok zor , bazen anlamak da ..
1800'lü yılların sonunda yazılmış bu hikayeler internette her şeyi görme şansı olan 2018 insanını etkiliyorsa
gerçekten iz bırakmış demektir.