Bir yazara niçin veya nasıl yazdığı sorusu sıkça sorulur. Bunun sebebi öyle sanıyorum ki, biraz da kendilerini sınamak ve kendi üzerlerine bilgi edinebilme maksadına yönelik: alacakları cevaba bakarak acaba ben de yazabilir miyim sorusunun cevabını bulmak istiyorlar. Bu duruma, kendi bahanesini icat etme güdüsü de diyebiliriz belki.
Bir lise öğrencisi olarak, o tarihlerin ve halen sıradan herkesin paylaştığı orta malı siyasal görüşleri kabullenmiş biri sıfatıyla kaleme aldığım yazılar da, her şeye rağmen, “meselesi olmak”ın anlamını hissettiriyordu. Fakat ben, bu anlamdaki meseleyi, öykü düzlemine aktarmaktan kaçınıyordum. Çünkü bu anlamdaki siyasanın öyküyü berbat edeceğini düşünüyordum. Öyküyü örselemeden siyasanın öyküye nasıl yedirilebileceğini öğrenebilmem için fırınlar dolusu ekmek yemem gerekecekmiş meğer!
Evet, şair veya öykü yazarı, durmadan aynı öyküyü, insan ruhunun öyküsünü yazmayı seçmişse, bu öykü, eskimeden, usandırmadan, bıkkınlık doğurmadan, kendini yeniden ve yeniden öne sürecektir.
Yazılar birbirini kovaladı adeta, bir yazı bir sayfa diyerek çok akıcı bir şekilde kitap okundu, bitti. Kitap , Rasim Özdenören 'in yazma işini nasıl yaptığını anlattığı denemelerden oluşan bir tür tavsiye, başucu kitabı denilebilir. Her denemesinde yer yer ele aldığı konu ve o konuya verdiği örneklerle yazıyı, yani savunduğu tezi vurguluyor.
Fotoğrafın bir sanat olup çıkması,
bedenlerin kopyalarının karşısına bedenlerin izlerini koymasından ileri gelmez. Fotoğraf, ikili bir imge poetikası kullanarak, görüntülerini aynı anda ya da ayrı ayrı olmak üzere iki
şey kılarak sanat olmuştur: yüzlerin ya da nesnelerin üzerinde yazılı bir hikâyenin okunabilir tanıklıkları; ve her türlü anlatısallaştırmaya, her türlü anlam geçişine dirençli saf görülürlük blokları. Bu ikili imge poetikası -bir yanda görülebilir formlarda yazılmış bir hikâyenin şifresi, diğer yanda küt
gerçeklik- karanlık oda düzenlemesi tarafından icat edilmemiştir. Ondan önce doğmuştur: Romanesk yazı, görülebilir ile söylenebilir arasındaki temsili sanat rejimine has olan ve
dramatik söz taralından örneklenen ilişkileri yeniden dağıttığı zaman