İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların 'tecrübe' dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana "tecrübeli" denir. -Sigmund Freud
Tanrı var mı yok mu yok mu diye düşündü ama eninde sonunda kültürel Müslüman oldu, yazık çok yazık!
Reklam
Çok ucuzsunuz insanın yüzüne gelip iyi niyetten bahsediyorsunuz arkamızı döner dönmez bıçak saplıyorsunuz yazık.
Çünkü okumak bizi özgür kılar ,
Artık masalların okunmaması ne acı Klasik kitapların artık neredeyse hiç açılmaması ne kadar üzücü. Bu kadar çok güzel şiirin unutulup ölmesi ne kadar yazık. Bu kadar az okunması ya da hiç okunmaması ne kadar üzücü. -Ne yazık !
Kendini yeniden sevmek veya sevmeyi öğrenmek- Alice in the Cities 1974- Şans ver!
Bugün uzun zamandır yapmadığım "şans ver" başlıklı yazılarıma bir yenisini daha ekleyeceğim. 1974 Yapımı siyah beyaz ve Alman sineması eseri olan Alice in the Cities (Alice in den Städten) filmini izledim ve film beni gerçekten çok etkiledi. Filmin içeriğini çok kaba hatlar ile anlatacağım ve daha sonra neden etkilendiğimi aktarmaya
beklenti.
Birisinden bisey beklemek sizi üzer.Cünkü insan insandan beklenti içine girer ve ne yazık ki insanlar çok merhametsiz ve vicdansızlar..
Reklam
Bazen insanlar çok şey kurgular kafasında,bu kurgular insana hayati tehlikeye yönlendirir ve karşı kişinin öyle olmayıp hakkında öyle düşüncelerin olması kötü etkiler ama herkes herşeye Kendi kendi tarafından bakar ne yazık ki..
Yazık, çok yazık vurgunum Yine kördüğüm oldum yine, kahretsin....
Yollarım dikenli, taşlı, ellerimde Fotoğrafın, yüzünde aynı gülümseme Sormadım neden sonumuz geldi böyle Çok yazık
"Alnı açık" olabilmek ne büyük gurur ne büyük rahatlık ne kutlu bir konum.... Herhalde bir insanın erişebileceği en üst düzey budur: Benim alnım açık yüzüm ak, diyebilmek. Cambridge Üniversitesi Ramazan bayramını kutlamak için müslüman olan profesör "rektör yardımcısı"yla bir video yayınlamıştı. Ve malum post çokça beğeni ve "Eid Mubarak" teması altında güzel yorumlar aldı. Bugün ise Yahudilerin Passover(Fısıh, Hamursuz) bayramıydı ve yine Cambridge, üniversitenin "yahudi papazı"yla bir video yayınladı kutlamak için. Çok az beğeni aldığı gibi alttaki yorumlar "Özgür Filistin. Katilsiniz. Katliamı durdur. İğrenç bayramınız bizi ilgilendirmiyor. Soykırımcılar." vb. yorumlarla doldu ve Cambridge Üniversitesi admini 1 saat içinde yorumları kapamak zorunda kaldı. Bir kez daha fark ettim ki "alnı açık yüzü ak" olabilmek gerçekten çok büyük bir nimet. Ve bin kere mazlum olmak bir kere zalim olmaktan yeğdir. Bugün Müslümanlar Elhamdülillah göğsünü gere gere "ben Müslümanım" diyebiliyor. Peki bir yahudi? Bayramını bile dünyaya açık bir platformda linçlenmeden kutlayamıyor. Yazık.. Daha bir asır bile geçmeden mağdur olarak anılan bir toplumdan zalim olarak anılan bir topluma dönüşmeyi ve tarihe utanç dolu cümlelerle yazılmayı başardılar.