Dostlarım ve yoldaşlarım , dini kurumuş olduğu halde inançlara boğulmuş olan millete yazık!
Yazık o millete ki, dokunamadığı şeyi giyer,ekip biçmediğini yer, hasat etmediği tohumun ekmeğiyle beslenir,
kendi cenderesinden çekmediği bir şaraptan içer.
Yazık o millete ki, zorbayı bir kahraman gibi alkışlar ve gösterişli fatihi hayırsever sanır.
Yazık o millete ki, rüyasında küçümsediği tutkuya uyanıkken boyun eğer.
Yazık o millete ki, sesini sadece cenaze törenlerinde yükseltir, sadece yıkıntılar arasında kibirlenir ve sadece boynu
kılıçla kütük arasındayken başkaldırır.
Yazık o millete ki, devlet adamı bir tilki , filozofu bir hokkabaz, sanatı yamama ve taklit sanatıdır.
Yazık o millete ki, yeni hükümdarını borazan sesleriyle karşılar ve bir sonraki hükümdarını da borazanlarla karşılamak için,
onu yuhalayarak uğurlar.
Güçlü adamları henüz beşikteyken, bilgeleri yıllarca susturulan o millete yazık!
Ve her parçası kendini bir millet sanan, o bölünmüş millete yazık!
🌳🍂🍂🍁🍂🍂
Halil Cibran ~Ermişin Bahçesi