Sana söyleyemediklerim kadar söylediklerim var içime..
İçime içimde kim bilir kaç gece
şimdi hangi soruda takılır zihnim
kaç yanlışımı aldı bu doğrular
neyin eğitimi bu hangi çerçeve dar geliyor resmi kurumlara
açtığım kapılar kadar da anahtar sakladım bedenime
şimdi hangi anahtar hangi bedene
ya da sen nereye
yazılamayanlar kadar da yaşananlar var gözlerimde
iyi de hangi görüntü ekran alıntısı yapar şu kalbime
sorsalar ilahi de dinleriz şimdi kilisenin camiye dönük yüzünde
ee ne de olsa hayat bir felsefe..
neyse gelelim biz asıl meseleye
zaman geçmeyince zaman geçmemiş oluyor işte...
Emperyallerin inancı en önemli afyon olarak keşfetmesi sonrasında artık yüzyıllar önce Çin'de yaptıklarının tersine yığınları madde ile değil mana ile uyuşturarak ülkelere nüfuz ediyorlar.
Yetki ve etki itibariyle bugünün Türkiye'sinde başkan ya da Cumhurbaşkanı adeta padişah konumunda hatta ötesindedir.
Padişahlar bile son noktada Şeyhülislamlık kurumu tarafından gemlenebilirken, mevcut rejimimizde Erdoğan'ı frenleyecek bir mekanizma yoktur.
Ve maalesef Türkiyenin en büyük sorunu aslında algı istilası altında olmasıdır.
Ülkemizde artık bir işin ne olduğu, bir kişinin ne yaptığı değil, nasıl bilindiği önemli ve geçerlidir.
Ama görüldüğü gibi İslamcılarda anlaşılmaz biçimde bir lüks merakı var.
Oysa Hazreti Muhammed in bir gün sonra yiyeceği yedek yiyeceği hiç olmadı.
Öyle bir peygamberin yolunda olduğunu söyleyenlerin bu yaptıklarını anlayamıyorum.
Şu olayın perde arkası,bu olayın bilinmeyenleri şunu gerçek yüzü şeklindeki reklamına aldanıp okudum. fakat hiçbir şeyin perde arkası yok herkesce bilinen, tahmin edilen, konuşulan olaylar yazıyor. çoğu yerde Bu bir söylenti bunu ben demiyorum şeklinde ifadeler var. Siz bilirsiniz.
YazılamayanlarSabahattin Önkibar · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018209 okunma