#alıntı
" Unutma, gerçekler mutlaka ortaya çıkar. Denize düşen cesetleri, dalgaların kıyıya atması gibi... Sistem, zamanı gelince hakikati üzerimize kusar. Biliyorsun... Haklı olan insanların hikâyeleri asla yarım kalmaz."
Yukarıdaki satırlar, adeta eserin Öz'ü.
İnşaat sektöründe zirve, Siyasette de sözü geçen... Adnan ÖZER
ama miranda ile henüz üzerinde konuşmadığımız şu öteki mesele vardı. otomobil sanayiindeki yazılım mühendisleri âdem'in ahlaki değerlerini belirlemiş olabilirlerdi. ama onun kişiliğini miranda'yla ikimiz oluşturmuştuk. bu kişiliğin onun ahlak ölçülerine ne kadar girdiğini ya da orada ne kadar öncelik kazandığını bilmiyordum. kişilik ne kadar derine inerdi? eksiksiz biçimlendirilmiş bir ahlak sistemi herhangi bir eğilime kapılmadan serbest hareket etmeliydi. ama bunu yapabilir miydi? bir hard disk'in içine sıkıştırılan ahlak yazılımı, bir zamanlar okullarda okutulan felsefe kitaplarını dolduran "kapta mini beyin" düşünce deneyinin yavan bir eşdeğerinden başka bir şey değildi. öte yandan yapay bir insan aramıza, eksikli, düşmüş bizlerin arasına girmek ve bizimle birlikte yuvarlanıp gitmek zorundaydı. fabrikalarda steril koşullarda hazırlanan eller kirlenmeliydi. insana özgü manevi boyutta var olmak demek bir bedene sahip olmak demekti; bir sese, bir davranış tarzına, belleğe ve arzulara sahip olmak, somut şeyler yaşayıp acı çekmek demekti. kusursuz derecede dürüst biri, dünyayla bu tarzda içli dışlı olduktan sonra miranda'ya kolay kolay karşı koyamayabilirdi.
Prof. Abdullah Kızılırmak ve Dr. Aydın Köksal gibi bilim ve Türk dili kahramanlarını şükranla analım. 1960'larda Abdullah Bey Ege 'de Avrupa çapındaki rasathanesi ve öğrencileri ile gökbilim yaparken bir yandan da Türkçe fen dergisini çıkarıyordu. TDK ile " Gökbilim Terimleri Sözlüğü"nü yayınladı. Aydın Bey ise, Türkiye' de ilk Bilgi İşlem Merkezleri kurulurken, arkadaşları ile 4 'yazılım" "bilişim" gibi güzel terimleri dilimize kazandırdı. Halen "Bilgisayar" terimi yerleşmişken, yabancı dille gördükleri eğitimin yarattığı bilinçsizlik ve sevgisizlikle • 'komputer" diye yazanları ayıplamak gerekir. Haydi ayıplamayalım da, kendilerini ikaz edelim.
Raphaelle Giordano nun "İkinci hayatın tek bir hayatın olduğunu anladığında başlar" kitabından sonra ikinci kitabı. İlk kitap bana çok akıcı ve hoş geldiği için ikincisini de okumak istemiştim. Öncelikle bu iki kitapta birer kişisel gelişim kitabı. Ancak farklılarlar da.
Klasik kitaplar gibi işte içinize dönün ne biliyim spor yapın yazılım öğrenin diye size asla dinlemeyeceğiniz herkes için genel geçer tavsiyeler vermiyor. Bunun yerine size bir hikaye kuruyor. Onun içine birçok farklı karakter yerleştiriyor. Ve başlıyor anlatmaya.
Hikaye çok akıcı gidiyor. Yinede Bazı yerlerinde sıkılmadım değil çünkü çok kör göze parmaktı. Ama genel olarak gayet iyi diyebilirim.
Kitabın ana konusu tüketme üzerine. İnsan nasıl olur da tüketen davranışlarının farkına varır? Bunları nasıl değiştirebilir gibi sorulara cevap veriyor. Bu yönüyle gerçekten günümüz için yazılmış bir kitap. Alıp okumak, istifade etmeye çalışmak hatta hediye edip bu etkiyi büyütmek sizin eliniz de.
İyi okumalar.
Değerli Arkadaşlar Bu Başlık ve Yazı Çok Önemlidir ve Lütfen Dikkatli Şekilde Bu Çalışmaya Destek Olun.
Bu Yazı ile bütün ilerideki büyük kişisel gelişim grubumuzun temelleri atılacak.
Öncelikle hepimiz kendimizi tanıma serüvenine girişiyoruz.
4500 yıllık metodoloji olan "ENNEAGRAM" ile tanışıyoruz.
Arkadaşlar, Enneagram doğuştan