Yazın, saman kümelerini yastığımız, çimleri de yatağımız yapacağız; biz yıldızları ve ayı izlerken gökyüzü örtümüz olacak.
''Geleceksen sonbaharda gel, yazın her yer çiçek zaten.''
Reklam
Vatan Haini
"Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet. Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, foğtorafı yanında Amiral Wilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali. Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyordu hâlâ." Evet, vatan hainiyim, siz vatanperversiniz, siz yurtseversiniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Sayfa 150 - Yapı Kredi Yayınları - 26. Baskı - 2020Kitabı okudu
Sarışın Eylül gelmiş benim neyime, Ben ki taze sonbaharın giriş kapısı, fersude yazın veda duygusuyum. Sesiyle serçe besleyen annem dışında, kimseler görmez benim eylülümü, içimdeki bütün yapraklarımı döktüğümü. Ben ki, dökülen yapraklarda hüzünlü eylül uykusuyum. . Ilgıt ılgıt esen rüzgarlarda, Demlene demlene bir Eylül yaşayın, renginiz solmasın…
“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”
Reklam
"Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler, Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın: Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak, Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir."
Eylül! Öyle bir ay ki , geçen her güzel günü için ona minnettar olmak gerekir ; içine bir kaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, o güzel havaların, sürekli yazın artık nasıl geçmiş , yalnızca bir mazi olmuş olduğunu hissettiren bir esef ve özlem ayıdır.
"Bir eserin, hayatımızın filan veya felan zamanında okunmuş olması ne kadar mühimdir!"
Sayfa 101Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.