Akış
Ara
Mesajlar
Bildirimler
Kaydedilenler
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
Şark Islahat Planı’ndan Bu Yana Cumhuriyetin Kürtlere Yaklaşımı Üzerine
Osmanlıdan başlayarak Türkiye tarihi hep özel hal yöntemlerine tanık olmuştur. 18 kardeşini bir gecede iktidarın selameti için katleden bir rejimin başka türlü olması da mümkün değildir. Bu özel hal uygulamaları, denetim altına alınan toplumları, halkları, inançları, siyasal düşünce akımlarını, renkleri ezmek, çoğu zaman da başkalaştırmak için hep
Düşüncelerimiz birbirinden ne kadar farklı olursa olsun, bir konuda bugün yeryüzünün bir ucundan öteki ucuna kadar aynı görüşü paylaşıyoruz. Dünyamız anormal bir konumda ve bir ahlak bunalımı içerisinde.
Sayfa 62 - Can YayınlarıKitabı okudu
İşittiklerimin hiçbir değeri yoktur. Değeri olan yalnızca gördüklerimdir. Hatta, gözlerim kapalıyken gördüklerim.
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çünkü hanımlar, beyler, hayalsiz tarih olmaz.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yazının ve Tarihin Bilinci
Semih Gümüş'ün Yazının ve Tarihin Bilinci adlı kitabı, Adalet Ağaoğlu'nun 
Romantik Bir Viyana Yazı adlı kitabın eleştirisidir. Bir kitaba reddiye yazılır ama bir kitap için yazılan eleştirinin de bir kitap olarak ortaya çıkması çok rastlanılan bir durum değil. Semih Gümüş de o zor olanı gerçekleştirmiş. Yani bu
Tarihi Çarpıtmak
Birisine kırk gün “delisin” de, deli olur. / Atasözü
Göçebeymişiz. Uygarlığa neredeyse hiç katkımız olmamışmış. Her şeyimizi Batı’ya borçluymuşuz. Tarihle yüzleşmemiz gerekiyormuş… Sanki kimimizin Osmanlı ile kimimizin Cumhuriyetle ve Atatürk’le bırakın yüzleşmeyi, hesaplaşmadığımız gün varmış gibi. Geçmişi konuşmaktan geleceği düşünmeye
Tarihin çağlara ayrılmasında Batı merkezlilik
Batılı tarihçi ve sosyal bilimciler, insanlık tarihinin seyrini, "evrimci" bir yaklaşımla formüle etmenin yanısıra, çağların belirlenmesinde de "Batı merkezli" temel kıstaslar kullanmışlardır. Örneğin yazının bulunuşundan önceki dönemler "tarih öncesi" olarak adlandırılmış ve bu dönemin çağlara ayrılıp adlandırılması, insanların kullandıkları "aletler"e yani eşyalara göre yapılmıştır. Bu tipik bir "maddeci" yaklaşımdır ve insanı eşya düzeyine indirgeyen "batılı" bakış açısının ürünüdür. Buna göre, bir tarih devrinde kullanılan aletler ne kadar ilkel, kaba ve basit ise, insanlar da o oranda ilkel ve kabadır; ne kadar gelişmişse insanlarda o kadar gelişmiştir ve zeka düzeyleri yüksektir.
Aynı tarihçiler, yazının bulunuşundan sonraki dönemi "tarih çağı" olarak adlandırmış ve bu dönemin bölümlendirilmesinde de "Avrupa merkezli" kriterler kullanmışlardır. Avrupa uygarlığının ilerici ve evrensel insan uygarlığı ile özdeş olduğu düşüncesini zımnında Taşıyan bu ayrım, nihayetinde bir "varsayım" olmasına karşın, tartışmasız bir "dogma" haline gelmiştir.
Sayfa 84 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
İnsan, yaşadıkça değil yalnızca, düşündükçe ve düşlere takıldıkça da tanır dünyayı...
Sayfa 65 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hayalleri kuran, kuşkusuz o hayallerin öznesi de olur.
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çağcıl edebiyat
Çağcıl edebiyat, yaşanan ve kendinin de bir biçimde parçası olduğu çağcıl sorunları ve gezegenimizin bütününü ilgilendiren toplumsal sarsıntıları dile getirirken, onları kendi yazınsal düzlemi içinde irdeleme kaygısından ötürü, romanda da yeni biçim arayışları içinde görünüyor.
Sayfa 69Kitabı okudu
İnsan, yaşadıkça değil yalnızca, düşündükçe ve düşlere takıldıkça da tanır dünyayı...
Sayfa 65Kitabı okudu