Biz de bir zanaat ehliyiz: Yazı yazıyoruz a. Ne Mercan ustaya, ne kilimleri dokuyan ellere, ne yazmaları boyayanlara, ne kaliplari dökenlere, ne çeşmibülbülleri üfleyenlere saygı duyduk. Saygı duymadık da ne oldu? Dünyayı birbirine kattık işte… Sofralarımızı, kapılarımızı, gönlümüzü kapadık. Kapadık da ne ettik? Dünyayı birbirine kattık.
Bugüne dair
3 yıl önce aniden ve plansız bir şekilde başladığım yüksek lisans yolculuğum bugün tezimin teslimiyle son buldu. Baya yorucu ve duygusal bir gündü hem kampüse gitmem hem enstitüye gitmem duygu durumumu iyice değiştirdi ve gün içerisinde öğleyi şehzade camiinde, ikindiyi fatihte ve akşamı Süleymaniye camiinde kıldım. 3 yıl önce mülakattan
Reklam
Ey Komşular, kitapçı geldi haaa ! Alıp okumak ister misiniz ? Alıp okumak isteriz diyenlere veriyor, adlarını defterimize yazıyoruz. Böylece bizim eşeklerin sayısının artması gereği doğdu.
“Bizi dinleyecek kimse olmadığı için yazı yazıyoruz. Edebiyat olmasaydı, yalnız kaldığında bir insanın neler düşündüğünü hiçbir zaman öğrenemeyecektik.”'
Sis
Sis, yağmur ormanlarının kullandığı pasamontanadır. Bu şekilde, takip edilen çocuklarını saklamış olur. Sisten çıkar sise dönerler. Buralarda yaşayanlar şatafatlı elbiseler giyer, yüzerek dolaşır, susar ya da susar gibi konuşur. Köleliğe mahkûm edilmiş bu prensler, buraların ilk sakinleriydi ve şimdiyse son sakinleri. Topraklarını ellerinden
Ve anlıyorum ki bütün yazarlar, hepimiz, insanlık yeryüzünde var olalı beri, aslında hep aynı hikayeyi anlatıyoruz, hep aynı kitabı yazıyoruz. Gılgamış’ın ardına düştüğü hiçbir zaman gerçekleşmeyecek o amaç için, ölümsüzlük için.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.