"tek alanda yazmak ölümdür, çürük şekerleme. tek çıkış yolu kumardır, zarları tekrar tekrar atmak zorundasın.
kadınlara gelince, abartılıyorlar çünkü biz onları abartıyoruz."
güveler ve minik
sivrisineklerle boğuşarak geçirilen
bu muhteşem gece yarılarında,
kadının arkanda
battaniyelerin altında kıvrılmış
onu artık sevmediğini düşünüyor;
bu doğru değil, elbette,
fakat duvarlar aşina
ve hep sevdim duvarları
övgüyle söz ettim duvarlardan:
bana bir duvar ver sana bir yol vereyim- karşılığında istediğim tek şey
buydu. fakat sanıyorum şunu kast ettim:
sana kendi yolumu
vereyim.
bir düşkünler evinin
aynı yöne bakan 55 yatağında
55 adam horlarken
zordur bir sone yazmak.
bütün bokun
içimden çıkmasını sağlamaya
yetecek kadar
şiir yazmak istiyorum, saçmalıkları kast ediyorum, zırvalığı, bok parçalarını evet, -kendimi beni özgür kılmaya
yetecek kadar
ifade etmek istiyorum.
“Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum. Yaşlandıkça daha çok yazıyor, ölümle dans ediyorum. İyi bir gösteri.”