Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın selefi olarak Ahmet Mithat Efendi’nin Pîr’liğini yaptığı bu gelenek, bilmem övgüye ihtiyaç duyar mıdır? Zira ehli için işaret, malumatın kendisidir. Öyleyse biz de, mübalağa etmekten edebiyata sığınarak; tarif ve tavsiyemize başlayalım.
“İstedik ki tetkikimizin dili, eserin lisanını aksettirsin. Böylece kıraat ehli,
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey;hava,renk, edâ, iklim;
O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizde toprak, yalnız onda ermiş visale;
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim