Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
80 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Dergilerle büyüyen birisi olarak, uzun zamandır hala dergileri çok sevmeme rağmen bir türlü alıp da okuyamıyordum. Bu gidişe bir dur demek amaçlı bir kaç araştırma sonucu Yedikıta Dergisinde karar kıldım. 6 aylık deneme olarak abonelik başlattım üstelik çok uygun bir fiyata. (İlk ay 3 çeşit dergide hediye geldi üstelik) İnternetten tek tek alındığında daha pahalıya geliyordu. Ve her ay başında dergimin gelmesini beklemeye bayılıyorum.... Nisan ayı sayısında farklı şehirlerden, farklı kültürlere ve birçok konuda yeni bilgiler edindim. Çok keyif alarak okuduğum bir dergi oldu. Ve sanırım dergiler her zaman vazgeçilmezim olacak. Sizlere de şiddetle tavsiye ederim! Almak isteyenler için içindekilerden biraz bahsedeyim; •Hitler'in Kayıp Denizaltıları (Fatih Sultan Mehmed'i örnek alarak onlarda denizaltılarını karadan yürütmüş) •İtikadın Muhafızları Osmanlılar •Tatarların Kahraman Anası Süyünbike •İçinden Hayat Akan Şehirler (Edirne, Üsküp, Saraybosna, Amasya, Şam) •Kafkasya'da İslamiyetin İlk Adımları •Temizliğin Zerafeti, Sanatın İnceliği; İbrik
Yedikıta - Sayı 128
Yedikıta - Sayı 128Yedikıta Dergisi · Çamlıca Basım Yayın · 201926 okunma
İtikadın Muhafızları Osmanlılar
Osmanlı varisi olmanın ölçüsü; en başta Osmanlıların sahip olduğu itikada sahip olmaktan geçer.
Reklam
Zengin tarihe, parlak kültür ve medeniyete sahip bir milletin vârisleriyiz. Tarihimizin büyük hadiselerini hatırlamak hususunda ekseriyetle ihmalkâr davranıyoruz. Hâlbuki doğru kaynaklardan öğrenilen tarih ve sahih itikat temeline oturmuş din şuuruna sahip olanların büyük millet olacağı, mazisine sahip çıkmayanların varlıklarını zayıf topluluklar olarak devam ettireceği bir hakikattir. Buna mukabil bizlerse cihangirane devletler kuran ecdadımızı inkâr ve küçümsemekle meşgulüz. Dilden dile nesilden nesile aktarılarak gelen atalarımızın kahramanlıklarını hatırlamak, hatırlatmak; anlatıp yazmakla sorumluyuz... -Veysel Sekmen
80 syf.
·
Puan vermedi
Bu ayki sayısında Ehli Sünnet'in Selçuklular ve Osmanlılar zamanında dahi nasıl korunup geldiğinden, ecdâdımızın gösterdiği hassasiyetlerden bahsedilmiş. Aslında olması gerekenin, önceden olduğunu, yaşandığını görmek insana huzur veriyor bence. Böyle güzel devirler yaşanmış, olmuş kardeşim.. Akarsuların önemine binâen etraflarına kurulan güzel, sevimli şehirlerden de bahsetmiş kısaca.. Şam, Amasya, Edirne, Üsküp, Saraybosna.. Bu önemi yakın zamanda gittiğim Karadeniz yolunca görmüş oldum. Okumaya, takip etmeye devam..
Yedikıta - Sayı 128
Yedikıta - Sayı 128Yedikıta Dergisi · Çamlıca Basım Yayın · 201926 okunma
Sultan Birinci Ahmed, Aziz Mahmud Hüdai Hazretlerinin ellerine, abdest alması için ibrikle su dökerek hürmetini göstermiştir.
Eski devir Türk evlerinde misafirin konaklayacağı odada misafire hitaben; 'Ey misafir kıl namazın kıble bu câniptedir. İşte leğen, işte ibrik, işte peşkir iptedir.' yazılı bir levha bulunurdu. Misafir odasında abdest almak için bırakılan ibriğin emzik kısmı(ucu), kıbleye karşı konurdu. Böylece misafire kıble yönü de gösterilirdi.
Reklam
Na't deyince kimi kaynaklar, "Efendimiz'i (s.a.v) medih kastıyla yazılan şiir" deseler de bizce ol Habîb-i Kibriyâ'yı medih mümkün değildir. Zîrâ Mektubat-ı Rabbânî'de geçen bir beyit şöyledir: "Ma in medahtü Muhammeden bi makâlâtî Lâkin medahtü makâlâtî bi Muhammedin" "Ben kelâmımla Hazreti Muhammed'i (s.a.v) övmedim. Ancak Hazreti Muhammed (s.a.v) ile kelâmımı yücelttim."
Saraybosna tamamen Osmanlılar tarafından kurulan bir şehirdir. Osmanlılar buraya ilk geldiklerinde şehrin bulunduğu yerde Brodec isminde bir köy bulunuyordu. Köyün otlakları Osmanlılar tarafından satın alınarak ilk imar faaliyetleri başladı.
İnsanoğlunun, varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için olmazsa olmazlardan ilki su. Bu sebeple tarihî geçmişi çok eskilere dayanan pek çok şehir, kasaba veya köy, bir akarsuyun kenarında yer alıyor.
Dilden dile, nesilden nesile aktarılarak gelen atalarımızın kahramanlıklarını hatırlamak, hatırlatmak anlatıp yazmakla sorumluyuz.
Reklam
Zengin tarihe, parlak kültür ve medeniyete sahip bir milletin vârisleriyiz. Tarihimizin büyük hadiselerini hatırlamak hususunda ekseriyetle ihmalkar davranıyoruz. Halbuki doğru kaynaklardan öğrenilen tarih ve sahih itikat temeline oturmuş din şuuruna sahip olanların büyük millet olacağı, mazisine sahip çıkmayanların varlıklarını zayıf topluluklar olarak devam ettireceği bir hakikattir. Buna mukabil bizlerse cihangirhane devletler kuran ecdâdımızı inkar ve küçümsemek ile mesgulüz.
İtikâdın Muhafızı Osmanlılar
Altı asır sürecek devlete ilk padişah olup ismini veren Osman Gazi’nin hükümdarlık devrinin en dikkat çeken hususiyeti, bir çok alim, Şeyh ve tarikat erbabının hizmet için Osmanlı Beyliği’ne katılmasıdır. Selçukluların tarih sahnesinden çekildiği yıllarda her taraftan gelen bu kişiler, meşru güç olarak Osmanlıları kabul etmişlerdir.
İtikâdın Muhafızı Osmanlılar
Onların, Ehl-i Sünnet itikadı üzere yaşadıkları ve yaşattıkları İslam’ın izzeti, her şeylerinden üstündü. Ertuğrul Gazi’den Sultan Vahdettin’e kadar bütün padişahlar bu yapıyı muhafaza ettiler ve kimsenin bozmasına izin vermediler...
İtikâdın Muhafızı Osmanlılar
Selçuklulardan sonra meşru güç olarak tabî olunan Osmanlıların altı asır boyunca büyük meblağlar sarf ederek ve nice gayretler göstererek müdafaa ettikleri en önemli şeyleri, dinleriydi.
Elçiye Zeval Olmaz
(Ferâsetin böylesi..) Elçilerin sadrazam ile görüşmeleri sırasında şerbet ve tütsü ikram edilerek sohbete başlanır, birlikte yemek yenecekse yemeklerin seçimi elçiye bırakılırdı. Ayrıca Ramazan’da sadrazam, elçiye yemek ikram edemeyeceği için elçiler bu ayda kabul edilmezdi.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.