Kuşkusuz Doğu Türklüğünden kopup gelmiş unsurlar (Eymür?, Kayı?) bulunmakla birlikte, Oğuzların ezici kısmı Güney Sibirya'dan, Yedisu'dan vb. gelmiş topluluklar veya Aral havzasının eskileri/yerlileri idi.
Bağımsızlığı yaklaşık iki yüz yıl süren Türk (Gök Türk/Kök Türk) Devleti, 745 yılında yıkılarak tarih sahnesinden çekildi. Devletin topraklarının doğu kanadında Uygur Devleti, Dokuz Oğuz boylarının üzerinde hakim olarak idareyi sürdürdü. Batı Gök Türk topraklarında ise önce çeşitli boy federasyonları kendilerine Türgiş (Türkiş/Türkler) adını alarak varlıklarını devam ettirdiler. 766 tarihinde Türgiş siyasi birliği ortadan kalkınca bu bölgede yaşayan Oğuzlar (kabileler) olarak dağınık bir şekilde Tanrı Dağları-Çu-Yedisu havzasından Sır Derya (Seyhun) boyu üzerinden Mangışlak'a ve hatta İtil'e kadar dağınık halde yaşadılar. Her ne kadar Oğuz adı bu dönemde ön plana çıksa da Türk kimliklerinden ve Batı Gök Türk kökenlerinden dolayı İslam kaynaklarında Türkmen, Rus kaynaklarında Tork adıyla anılmaya başlandı.
Dünya tarihinde ilk beşik, M.S. 1. yüzyılda kullanılmaya başlarken, bu yüzyıl içinde Orta Asya’da Yedisu alanında yapılan kazıda, Hun mezarından bir beşik çıkmıştır. Bu beşik, bugün Kırgızların kullandığı beşiğin aynısıdır.
Türk (Gök Türk/Kök Türk) Devleti, 745 yılında yıkılarak tarih sahnesinden çekildi. Devletin topraklarının doğu kanadında Uygur Devleti, Dokuz Oğuz boylarının üzerinde hâkim olarak idareyi sürdürdü. Batı Gök Türk topraklarında ise önce çeşitli boy federasyonları kendilerine Türgiş (Türkiş/Türkler) adını alarak varlıklarını devam ettirdiler. 766 tarihinde Türgiş siyasi birliği ortadan kalkınca, Oğuzlar (kabileler) olarak dağınık bir şekilde Tanrı Dağları-Çu-Yedisu Havzası'ndan Sır Derya (Seyhun) boyu üzerinden Mangışlak'a ve İtil'e kadar dağınık hâlde yaşadılar. Türk kimliklerinden dolayı İslam kaynaklarında Türkmen, Rus kaynaklarında ise Tork adıyla anılmaya başladılar. Bundan sonra kurulacak olan başta Selçuklu olmak üzere diğer bütün Türk devletleri farklı adlarla adlandırılsalar da kimlik özelliklerini korudular. Bunun en güzel örneklerinden biri üç kıtada yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılar tarafından Türk Devleti olarak tanınmasıdır.
Türk (Gök Türk/Kök Türk) Devleti, 745 yılında yıkılarak tarih sahnesinden çekildi. Devletin topraklarının doğu kanadında Uygur Devleti, Dokuz Oğuz boylarının üzerinde hakim olarak ida reyi sürdürdü. Batı Gök Türk topraklarında ise önce çeşitli boy federasyonları kendilerine Türgiş (Türkiş/Türkler) adını alarak varlıklarını devam ettirdiler. 766 tarihinde Türgiş siyasi birliği orta dan kalkınca, Oğuzlar (kabileler) olarak dağınık bir şe kilde Tanrı Dağları-Çu-Yedisu Havzası'ndan Sır Derya (Seyhun) boyu üzerinden Mangışlak'a ve İtil'e kadar dağınık halde yaşadılar. Türk kimliklerinden dolayı İslam kaynaklarında Türkmen, Rus kaynaklarında ise Tork adıyla anılmaya başladılar.
Fransız askerî tarihçisi Larcher “Cihan Harbinde Türk Harbi” adlı eserinde Yedisu isyanı için Pantürkizmin “Çok muvaffak olmuş cesur bir denemesidir. Jön Türklerin emeli, İttihad-ı İslâm bayrağı altında Pantürkizm yapmaktı.” der.
Aranızda hatıra kitaplarının sıkıcı olduğunu düşünenler olabilir. Ben de Asya'da Beş Türk kitabını okuyana kadar öyle düşünüyordum. Ama kitabın sahibi anılarını çok akıcı bir şekilde anlatmış. Peki kitabın bu kadar okunası yanı ne diye sorarsanız, Osmanlının son demlerinde Turancılık akımından etkilenen beş arkadaşın Asya’ya olan yolculukları. Amaçları Asya’da bulunan kardeş halkları uyandırmak, Çin ve Rus zulmü altındaki Türklere yardım etmek. Bu amacı öyle benimsemişler ki Kırgızların Ruslara karşı başlattığı ve tarihe geçen Yedisu isyanını yönetiyorlar. Tabi memleketlerinden Türkistan’a uzanan yolculuklarında ne badireler anlatıyorlar, hangi İngilizleri kandırıyorlar öğrenmek istiyorsanız kitabı okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca Adil Hikmet Bey ve diğer dört arkadaşının yaşadığı bu anıları Yusuf Gedikli günümüz Türkçesine aktarmış ve Ötüken Neşriyat basmış. Ben de bu kitabı tarihçinin önerisi üzerine okudum. Size de iyi okumalar.
Asya'da Beş TürkAdil Hikmet Bey · Ötüken Neşriyat · 1998129 okunma
* Pîrê Xanika Köprüsü: Peri Vadisi’nin Kiğı ile Yedisu arasındaki Selimbaba Deresi
(Gelîyê Lamec) girişinde yer alan köprü. Adını, bir alevi ermişi olan Pîr Xanika’dan alıyor.
19 uncu asırda Fergana Özbekleri Kırgızlara hâkimiyet iddiasında bulundular. 1813 tarihinde İngilizler tarafından Türkistan'ı incelemek için gönderilen Hintli âlim «Mir İzzetullah» Türkistan'da 16 feodal hükümet saydıktan sonra Kazak, Karakalpak ve Kırgızların başsız uluslar olduğunu raporunda bildirmişti. Bu asırda Kırgızları elde etmek
''On okların yaşadıkları ve kaynaklarda bahsedilen yerler Tanrı Dağları'nın kuzeyi, Balkaş Gölü'nün güneyi ile Seyhun Irmağı'nın doğusunda, Yedisu'da, günümüzdeki Kazakistan'ın güneyine ve Kırgızistan'a denk gelen bölgelerdir.''
1916 sonunda cepheden geriye gönderilen Yedisulu Rus askerleri Kırgızları, rastgeldikleri yerde eğlence için öldürüyorlardı. Çine kaçıp sonra geri dönen Kırgızlardan 83.0000 kişi öldürülmüştü. 1917 de bolşevik ihtilâli çıkınca Rus valisi, Tekes vadisi müstesna olmak üzere Kırgızları bütün otlaklarından kaldırmak ve bu otlakları Rusların göçmesi
Kırgızların, Moyunçur Kağan ( 746‐759 ) abidesinde de adları geçiyor. Dokuz Oğuzlar, Gök Türkleri yenerek devleti ellerine alırken öteki boylar gibi Kırgızlar da isyan etmişler, fakat Moyunçur'un ordusu tarafından yenilmişlerdir. Kırgız eli, Dokuz Oğuz devletinin bir vilâyeti olmuştur. Dokuz Oğuz kağanlarından «Alp Uluğ Kutluğ Bilge Kağan»
Bugüne kadar adını saklayan en eski Türk ulusu Kırgızlardır. Çinliler, Kırgızları türlü adlarla anarlardı. «Kien‐kuen» (Kien‐kun ) . Kie‐khu (Ki‐ko = Khit‐kut) , Hia‐kia‐sze ( Hakas = Kie‐kia‐sze ) , daha sonra Moğollar çağında da Ki‐li‐ki‐sze derlerdi. Yunancada da Menandre Protector'da Kherkhis adım buluyoruz. Bu söz en eski Çin
Türkistan'daki Balkaş Gölü'ne dökülen ırmakların suladığı Yedisu Havzası'nın adını Bingöl'ün Yedisu Havzası'na taşıyanlar ve Çukurova'yı sulayan Sarus ve Piramus nehirlerinin adını da Türkistan'daki Seyhun ve Ceyhun nehirleriyle değiştirenler şüphesiz Türkçü idiler. Böylece hem suurlu bir Türkleştirme siyaseti
Peçeneklerin doğu komşuları olarak; Rus kaynaklarında Totk, Tork, Torky; Bizans kaynaklarında "Uz" diye gösterilen Oğuz veya Guzlar, isimlerinden de anlaşılacağı üzere Oğuz boylarının batı kısmını teşkil eden grubudurlar. Batı Kök-Türk Kağanlığı'na bağlı boylar arasında yer alan Oğuzlar, bu devletin 657'de yıkılmasından sonra