Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yunus emre erdem

Yunus emre erdem
@yeerdem
Gazeteciler yazarlardan koca bir kitabı tek bir cümleyle özetlemesini isterler her zaman. İşte bu kitap için o cümle şu: "Tarih farklı halklar için farklı yönde gelişti ama bu, çevresel farklardan dolayı böyle oldu, o halkların biyolojik farklılıklarından dolayı değil."
Sayfa 17 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
609 syf.
Tüfek Mikrop ve Çelik (Ciltli)
Tüfek Mikrop ve Çelik (Ciltli)Jared Diamond
8.4/10 · 7,6bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bilim Tarihi Sohbetleri
Bilim Tarihi SohbetleriFuat Sezgin
8.8/10 · 3.338 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz okulda, lisede hocalarımızdan yanlış, haksız hikâyeler duyardık. Ben ilkokula gittiğimde okulun ikinci haftasında süslü püslü bir hanım öğretmenim vardı. O, derste bize diyordu ki: "Müslüman âlimler dünyanın öküzün boynuzunda olduğuna inanıyorlar." Ben bunun tashihini hiçbir lise kitabında görmedim. Ben bu bilgiyi üniversiteye kadar taşıdım. Alman hocam Hellmut Ritter'in sayesinde etütlere girdim, gerçekleri gördüm. Frankfurt'taki çalışmalarımdan sonra baktım ki Müslümanlar dünyayla güneş arasındaki en kısa mesafenin en uzak noktasının yıllık ne kadar değiştiğini saniyelerle hesaplayabilmişler. Yine Bîrunî dört mevsimin süresini tutuyor, ondan sonra bunu diferansiyel matematikte çözüyor. Bunları öğrendik. Bu bilgiyle benim hoca hanımın söylediği laf arasındaki farkı daima düşünüyorum.
Sayfa 75 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
... Mesela Müslümanların Hint Okyanusu'nda modern navigasyonun temellerini kurduklarını gördüm. ... Müslümanlar bahsettiğim bu navigasyon metoduyla neye ulaşmışlardı biliyor musunuz? Doğu Afrika sahiliyle, Sumatra arasındaki mesafeyi bugünkü uzunluğuna yakın bir doğru değerle buluyorlardı. Düşününüz, bahsettiğim hadise 15. yüzyılda gerçekleşiyor. Bu Avrupa'da ancak 20. yüzyılın ilk yarısında mümkün oluyordu.
Sayfa 69 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...Onlar, nasıl 10. yüzyıldan 16.,17. ve hatta 18. yüzyıla kadar İslam bilimlerinden buldukları bütün müspet bilimleri, pozitif unsurları aldılarsa, biz Müslümanlar hiç korkmadan bugün Avrupalıların ulaştıkları bizde olmayan bütün unsurları, bütün buluşları almak için bir yarış içine girmeliyiz. Mesela Japonlar bunu yaptılar. Biz Müslümanlar kadar bilimsel bir geçmişe sahip değilken, müthiş şeyler yaptılar fakat biz hâlâ yerimizde sayıyoruz.
Sayfa 60 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Günde kaç saat çalışmalıyız? Turan: Hocam maşallah 82 yaşındasınız, hâlâ böylesine heyecanla bilim hayatından bahsediyorsunuz, gıpta etmemek elde değil. Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Sezgin: Şimdi tembelliğe başladım, eskisi kadar çalışmıyorum. Eskiden 17 saat çalışabiliyordum şimdi üç beş saat azalttık. Sabahleyin 07.30'da enstitüye ilk giden benim. Saat 18.00'de enstitüden çıkıyorum ve sonra da evde çalışmaya devam ediyorum.
Sayfa 52 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Eğer geçmişi adam gibi öğrenirsek, belki bir miktar aşağılık kompleksinden ve boş böbürlenmelerden kurtuluruz.
Sayfa 11 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov
8.6/10 · 98,9bin okunma
Yakmaktan yorulmayın! Etrafınız tamamen aydınlanana kadar kendiniz yanın, başkalarının da yanması için çaba gösterin. Yürüyeceğiniz yol dikenlidir, hemen başarılı olmaya şartlanmayın. Takdir ve anlayış beklediğiniz bir anda sizinle alay edebilirler. Onur ve şöhret yerine iftira ve nefretle, yardım yerine gizli entrikalar ve hatta açık savaşla karşılaşabilirsiniz. Onlarca, yüzlerce ve binlerce karanlık güç aydınlık emellerinizi söndürmek için çaba gösterecek ve söndürecektir de, ama siz yanmaya devam edin. Yanın ve diğerlerini de ateşleyin!
Sayfa 231 - Koridor Yayınları
Reklam
Ben sendeyim, sen de bendesin, biz dünyada dünya da bizdedir, hepimiz bir bütünüz. Dünyaya zarar verirsen, insanlara veya hayvanlara kötülük yaparsan, kendine zarar vermiş, kendini sakatlamış ve hayatını karartmış olursun. Dindarlık işte budur. Her şeye ve herkese karşı hissedilen temiz, ışıklı ve yaratıcı sevgi duygusudur - dosta ve düşmana, Tanrı'ya ve bir kurbağaya, Rafael'e ve bir taş ustasına olan sevgidir.
Sayfa 206 - Koridor Yayınları
Eğer halkta, halklarda dindarlık olmaz ise ne bilim, ne felsefe, ne sanat, ne politika, ne de teknoloji insanları kötülükten, hayatın zorluklardan kurtarabilir. Dinden değil, dindarlıktan bahsediyorum. Dinlerin sayısı fazla olabilir, nitekim, öyledir. Ama dindarlık, farklı dinlere mensup insanların tamamına özgü ortak bir özelliktir.
Sayfa 205 - Koridor Yayınları
Herkes yaşam koşullarının ağırlığından, karşılaştığı zorluklardan ve hayatın düzensizliğinden bahsedip dert yanıyor, fakat hayatı düzene sokmak ve daha yaşanılır kılmak adına kimsenin bir şey yaptığı yok. Sanki bizler hepimiz hayatın dışında bulunan seyircileriz, her birimizi sınırsız yetkilerle donatılmış hakimler olarak görevlendirmişler. Herkes büyük işler, büyük şahsiyetler, büyük sevinçler talep ederken, kendisini ve çevresindeki hayatı alışılmış bayağılığın, aptallığın ve hiçliğin hiç olmazsa bir milim üzerine çıkararak yükseltmek çok az kişiyi düşündürüyor. İnsanlar borçlarını ödemekten ne pahasına olursa olsun kaçan kötü niyetli borçluya benziyor.
Sayfa 202 - Koridor Yayınları
Peygamberler insanlara sevmeyi öğretmiş ve sürekli "Sev, sev, sev!" diye tekrarlamışlardır. İnsanları sev! Her türlü insanı, her çeşit canlıyı, bütün dünyayı - ağacı, taşı, tarladaki kum tanesini, gökyüzündeki yıldızı sev! Her şeyi ve Her Şeye Hayat Veren'i sev! Peygamberler "Tanrı'yı ve O'na yakın olanı sev!" diye öğüt veriyorlardı. Bütün ilahi emirlerin, dinlerin ve peygamberlerin anlamı ve özü bu sevgide saklıdır.
Sayfa 201 - Koridor Yayınları
Liselerde öğrenciler imtihanlar bittikten sonra bir araya gelerek, ders kitaplarını özel bir törenle yakıyorlar. Neden acaba, bunun anlamı nedir? Çünkü ruhen ölü okullarımız, öğrencilerin beynini canlı düşünceler yerine kuru ve sıkıcı okul kurallarının cansız tozuyla doldurmaktadır. Okullar öğrencilerde bilgilenme arzusu uyandıramamakta ve bilimsellik yaklaşımını geliştirememektedir. Okulun temel görevi; öğrencilerin bilimi anlamaları ve ona değer vermelerini sağlamaktır. Fakat okul bu görevini yerine getiremiyor. Bilimsellik olmadan, bilim sevgisi ve bilgilenme arzusu olmadan ne bilim gelişir, ne de bilgili insanlar ortaya çıkar.
Sayfa 199 - Koridor Yayınları
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.