Çok tesbih çekenlerden ziyade, ümitsizlikle yıpranan yetimin yüzünü ümit ile güldürenler affedilecek. Bedende suç işleyenler affedilse de ruhlara ümitsizlik, yeis ve korku dolduranlar affedilmeyecek.
Ümitsizlik, Köprüleri Yıkmaktır
İnsanın iç dünyası ile dış dünya arasında, aktarma aracı ve geçiş yeri “irâde” dir. İrade, bir köprüdür. İradenin güçlülüğünden kaynaklanan girişkenliğe, Arapçada “cesâret” denilir. Ki cesâret kelimesi, kök olarak tam manasıyla “köprüleme” demektir. Hz. Peygamberin (ASM) şu hadisi ne kadar muhteşemdir: “Korkak tüccar mahrum kalır, cesur tüccar rızka kavuşur.” Cesaret, insanı rahmet âlemiyle bağlayan köprüdür. Kunut ise, bu köprünün yıkılmasıdır. İnsanın manevi ve maddi dünya ile köprülerinin yıkılması Kur’anda yeis ve kunut ile ifade edilmiştir.
Sayfa 40 - Harf YayıneviKitabı okudu
Reklam
Affediliş. .
Bedende suç işleyenler affedilse de ruhlara ümitsizlik,ye’is ve korku dolduranlar affedilmeyecek. Sarhoş, affını arayan kalbe sahip olunca Levh-i Mahfuz’da onu hazır bulacak. Lakin fitne ile riyanın sahipleri affolunmayacak.
Uzun uzun seyretti, üzerine çökmüş bir yeis ve ümitsizlik had safhada idi oysa o ümidini hiç bir zaman yitirmeyenlerdendi. Kelimeleri tek tek seçerek, ağır ağır, tane tane konuşmaya başladı, “ Allah cc her an bir şe’nde yaratıştadır, zaman durmadan dönerek devam eder, gündüzler gecelerin içinden geceler gündüzlerin içinden çıkarak, gece gündüze örtü olur, gündüz geceyi yarar çıkar (harik ulâde= yarıp geçen), bugün birilerine bayram yarın başkalarına bayram. Bugün birilerine sevinç yarın başkalarına sevinç. Bugün anasının patasında emekleyenler yarın zirvelere namzet olur. Sevenler de bir gün mutlaka kavuşur lakin imkansızlar da imkansız aşklar da olur zira sonrakiler ya geç kalmıştır ya da öncekiler erken gelmiştir. Ne yapayım ben erken gelmişim sen geç kalmışsın … “ Pi Sayısı “ romanından,
"Süruruyla mesrur, yeisiyle meyustu” Mesrur; neşeli, sevinçli. Kökü, Arapça srr “sevindi, güldü”. Sürur “sevinç” ve meserret “neşe” sözcükleri de aynı kökten. Meyus; ümitsiz, karamsar. Kökü, Arapça ye’s “umutsuzluk” Yeis “keder, ümitsizlik” ile aynı kökten.
Ümitsizlik kanseri
Nasıl ki kanser bir hücre anarşisidir. Yeis de, bir duygu ve düşünce anarşisidir. Hem nasıl ki kanserli hücrenin önce kendi DNA’sı bozulur ve metastazla başkalarının DNA’sını bozarak yayılır. Aynen öyle de yeis, bir mevzudaki fıtrat bozulmasıyla başlayıp diğer konulara da sirayet edip yayılan bir anarşidir. Daha sonra da “Şikâyet” ve “Dert yanma” gibi manevi metastazlarla topluma yayılır ve bir sosyal kanser halini alır.
Sayfa 35 - Harf YayıneviKitabı okudu
Geri134
347 öğeden 341 ile 347 arasındakiler gösteriliyor.