Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yel değirmenleri M.S. 7. yüzyılda İran'da ortaya çıktı... Kuzey Çin'e bu İran yel değirmenlerinin gelişi 13. yüzyıldadır. Yel değir­menleri Avrupa'da 12. yüzyılın sonlarına doğru görülür.
Sayfa 39 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Allahla dargın
Yıllar var ki Allahla dargınız, Birbirimizi arayıp sormuyoruz artık. Ne benim, o başucumda olmassa Uyuyamadığım kaldı; Ne de onun beni her görüşünde Duyduğu rahatlık İçtiğimiz su ayrı gitmezdi eskiden. Gülerdik beraber, gülersek; Ağlarsak beraber ağlardık. Bilmiyorum şimdi o Nerdedir, ne yapar? Benim dört yanımda Yalnızlık..yalnızlık.
Reklam
Bir hoca ya da bir kanaat önderi sık sık siyasi polemiklerin içine giriyorsa, donkişot misali yel değirmenleri ile savaşı göze almış demektir. Eleştirildiğinde yağ gibi 'biz siyaset üstüyüz' saçmalığına sığınması onu kurtarmaz.. [ Güven Taşdemir ]
Laleler nereden gelir?
Amsterdam’dan olsun ya da olmasın laleler, Hollanda’nın yel değirmenleri ve sabolar kadar ünlü bir sembolüdür. Ama aslında lalelerin kökeni Hollanda değildir. Lalelerin doğal habitatları dağlık arazilerdir. Hollanda’ya İstanbul’dan ilk lale, topu topu 1554’te getirilmiştir. Yabani laleler güney Avrupa’da, Kuzey Afrika’da ve Çin’in kuzeydoğusuna kadar olan Asya’nın bazı kısımlarında bulunabilir. Lale hem Türkiye’nin hem de İran’ın milli çiçeğidir. Çiçeğin ismi Farsça’da türban anlamındakidulbandkelimesinin Türkçe söylenişi olantülbentkelimesinden gelir. Bu nedenle etimologlar henüz tam açmamış lale şeklinin türbana benzeyişini “hayali benzerlik” olarak adlandırırlar (ya da belki de Türklerin geleneksel olarak başlıklarına bu çiçeği takmalarından dolayı olabilir).
İnsanlık tarihinde tekerleksiz geçmiş yedi milyon yıllık bir süreden sonra, birkaç yüzyıl içinde Eski Dünya'nın birbirinden ayrı pek çok yerinde, o aynı tuhaf tekerlek biçiminin bir rastlantı sonucu ortaya çıkmış olduğunu hiç kimse düşünmüyor. Bunun tersine, tekerlek yararlılığı dolayısıyla icat edildiği tek merkezden hızla Eski Dünya'nın doğusuna da batısına da yayılmıştı. Batı Asya'daki bir merkezden eski çağlarda Eski Dünya'nın doğusuna da batısına da yayılmış karışık teknolojilerin başka örnekleri arasında kapı kilitleri, makaralar, el değirmenleri, yel değirmenleri bulunmaktadır -bir de alfabe.
"Değişim rüzgarları estiğinde kimileri duvarlar inşa eder, kimileri de yel değirmenleri" denir.
Reklam
Değişim rüzgarları esmeye başladığında birileri duvar örer, birileri de yel değirmenleri inşa etmeye başlarmış. O, bir yel değirmeni inşa etmeye çalışanlardandı.
Sayfa 334
Ateistlere Fıtrat Dersi Veren Çocuk...
● Daha önce hiç böyle birşey ( yel değirmeni ) inşa etmemiştim ama yel değirmenleri bu kitapta görülebiliyorsa başka birinin onları inşa etmiş olduğunu biliyordum.
Sayfa 227Kitabı okudu
Her tarihsel dönemde belirli enerjilerin kullanımı söz konusu oluyor, ama kullanılan enerjiler toplum için "en uygun" enerjiler olmaktan çok, mülk sahibi egemen sınıfların çıkarına "en uygun" enerjiler oluyor. Mesela Orta Cağ'da su değirmenlerini kontrol altına alan soylular, serflerin rüzgardan yararlanmasına, yel değirmenleri kurmasına şiddetle karşı çıkmışlardı.
292 syf.
·
Puan vermedi
Büyük yazar Dostoyevski'nin “Bu büyük bir ironidir.” dediği, yazılmış olduğu dönem ön planda tutularak içerisinde büyük gizler barındıran ve derinlemesine incelenmesi icap eden İspanyol yazar Cervantes'in kaleme aldığı Don Kişot, ana tema olarak sınıf ve değer mefhumlarına ışık tutarak, aristokratların saygın ve asil addedildikleri
Don Kişot
Don KişotMiguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202122,7bin okunma
Reklam
İyi ki vardı şu yel değirmenleri.
Sayfa 10 - Pasaj YayıneviKitabı okudu
Evet savaşmaktayız körebelerle Donkişotun yel değirmenleri bile bizim düşmanlarımızdan daha sahici Martin eden hiç aşık olmamalıydı Yeraltında yaşamayı Raskolnikov hak etmiyor Oblomov da en az Gog kadar hareketli Kant dünyayı hep tek bir yerden yönetir Bizdeki kiliseler de hep cami Filistinse hep yalnız Ben insanlığın adi bir yabancısıyım Çoğu kez de yalancısı Anlaşılma terazisinde kaybolan Anlaşılsa da değer görmeyecek Ağlamadan mama değil ilgi yok Ağlamayacağım Gördürelene inanmak ne kadar zorsa Kafa sallamak o kadar kolay İradem varlığımın teminatı Yıkılmaz duvara attığım yumrukta saklı Duvar yıkılmaz dedik ya yumruğum neden hala sıkı
Hasan Gök

Hasan Gök

@Hasangk
·
23 Şubat 18:23
Hayat, usulünce bir savaş. Kanları gözyaşı olan.
292 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bence herkesin hayatın kötülüğünden kaçmak için savaştığı yel değirmenleri var. İnsan kendi yel değirmenini bulunca girdiği mücadele, hayatla yüzleşmekten daha kolay geliyordur belki de. Ben seni anlıyorum Don Kişot. Sen çok cesur bir şövalyesin.
Don Kişot
Don KişotMiguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202122,7bin okunma
Tarihçinin sopa ve enerji kombinasyonu
İşitilmedik enerjiler. Böyle bir şey yeniden kurulamaz. Tarihçilerin içinde bulundukları durumu biliyor musunuz? Lütfen bayramlarda yapılanlardan bir büyük havai fişek gösterisi hayal edin. Gökyüzünde ateş çağlayanları, yel değirmenleri, Kızılderili başlıkları, gecenin içinde çiçek çiçek açan gerçekdışı krizantemler, toz olup hiçliğe dönüşen kocaman ve kırılgan yapılar, ateşin aniden düşüşleri ve sanki devlerin parıltılı parmakları göze görünmez bulutların kenarlarından dışarı çıkıyormuş gibi daha da hızlı, insanın nefesini kesercesine dikine fırlayışları göğe. Havai fişekleri sevmeyen, onlara burun kıvıran, en mütevazısından bir ebemkuşağını en sofistike ha- vai fişek gösterilerine bile tercih eden biri bile bu erguvan göğün altından kayıtsızca yürüyüp geçemez. Tamam. Şimdi de ertesi günü gözünüzde canlandırmaya çalışın: Hava değişmiş, sinir bozucu, soğuk bir yağmur yağıyor; yağmur yi- yip yumuşamış mukavva kapsülleri ve çayıra saplı, geceleyin esra- rengiz roket rampaları işlevi görmüş, eğri büğrü sopaları saymazsak eğer, havai fişeklerden geriye hiçbir şey kalmamış. Şimdi çayırlıktan biri yürüyor, elinde de siyah bir şemsiye tutuyor ve hoşgörülü bir üstünlük gülümsemesiyle dünkü cümbüşün kalıntılarına bakıyor. İşte o bakan, tarihçidir, beyefendi. Tertibatları, bu olayların geçtiği tiyatro sahnesini, aynı gökyüzünü, aynı çayırlığı, belki de hatta aynı insanları görüyor. Yalnızca elektrik akımını görmüyor, çünkü akım görünmez. Ve gerçeklik, beyefendi, hareketsiz şeylerin, yani çayırlık, sopalar ve mukavva kapsüller ile enerjinin, akımın kombinasyonudur
Sayfa 111Kitabı okudu
Muşmula surat, ahahahaha.
Kolu kanadı kırılmış şövalye önce dikkatle Celestina'ya, sonra da köylüye baktıktan sonra öfkeden tir tir titreyerek cevapladı silahtarını: "Benimle böyle mi alay ediyorsun, dostum? Sen benim deli olduğumu ve karşımda duran şu kocakarıyı, şu mamayı göremeyecek kadar kör olduğumu mu sanıyorsun; o geçerken bastığı taşlar bile bağırıyor,
Sayfa 551
286 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.