“İlim ve vatan adamı olunuz. Hiçbiri yalnız başına, ne sizi, ne de milletini kurtarabilir.”
Ey adına destanlar yazılan Türk askeri! Mehmet Akif’in dediği gibi: “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın!” Nerelerde savaştın, nerde kaldı bedenlerin, uğruna savaştığın halkın insanları, hatırlıyorlar mı seni Hicaz’da, Yemen’de, Filistin de?
Bir tarih kitabı niteliğinde olan bu eseri okumaya, son zamanlarda yaşanan olaylardan sonra karar verdim. Bilmeden bir şeyleri yorumlamak kolay, bilerek ve öğrenerek yorumlamayı tercih ettim diyebilirim.
Birinci Dünya harbindeki Osmanlı’nın Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen cephelerinde görevli komutan Cemal Paşa ile onun yanında görevlendirilen Falih Rıfkı Atay’ın anılarını okuyoruz. Birinci ağızdan, dönemi, şartları, savaşı, askerimizin yaşadıklarını okuyoruz. Yer yer gururlanıyoruz ama çoğu zaman da Türk askerine üzülürken buluyoruz kendimizi. Falih Rıfkı’nın hayatı, savaşı, insanlığı ve kendini sorguladığı bu kitabı bir kaynak olarak her Türk vatandaşı okumalı diye düşünüyorum. Okuduğum için mutluyum, okuduklarım içinse üzgün..
Tarihe merakınız varsa, benim gibi öğrenerek bazı şeyleri yorumlamak niyetindeyseniz okumanızı şiddetle öneririm. İçi vatan sevgisi ile kavrulan ve şehit olmuş nice Türk askerine saygı ve minnetle Sevgiler
#alıntı
“Türk, harpte kullanılmış, kıymetlendirilmiş, destanlaştırılmış, sulhte ise bırakılmıştır.”
”İnsan kum üstünde şehit bırakmaya dayanamıyor, çünkü ne mezarı, ne izi kalıyor.”
Zeytindağı, Falih Rıfkı Atay