Kafası karışık, kendi düşünceleri arasında boğulan, gelgitler hâlinde yaşayan, hasta, kötü, suratsız bir adam. Romanın girişinde kahraman kendini böyle tanıtıyor. “Ben hasta bir adamım… Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben.”
Kitap iki bölümden oluşuyor. “Yeraltı” isimli ilk bölümde insanların psikolojik tahlili yapılırken, “Notlar” (Sulusepkene Dair) adlı ikinci kısımda kahramanın başından geçen, ilk bölüme örnek teşkil edecek ve ilk bölümü daha iyi kavramamızı sağlayacak olaylar anlatılıyor. Kahramanın çelişkili düşünceleri hiçbir zaman sona ermiyor, yaşadığı olaylar doğrultusunda da sürekli düşünen, beyninin kıvrımları arasında yani yeraltında gezinen bir adama dönüşüyor. İlk bölümdeki suratsız adama nasıl dönüştüğünü bize ikinci bölümde aktarmaya çalışıyor.
“Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.” s. 7