Rüzgâr...

Rüzgâr...
@yenalderin
“Rengârenk dünyada bir adam gezer: Ne zengin ne fakir ne mümin ne zındık. HİÇBİR gerçeğe dalkavukluk etmez, HİÇBİR yasayı tanımaz! Cesur…Üzgün… Bu alacalı dünyada kimdir bu adam?”” Ömer HAYYAM
Türkiye...
Devletin gidişatından bir haber devlet memurları; şehvetli bakışları, gevşek bakışları, gevşek dilleri ve gayriahlaki yaşamlarıyla olabilecek en dünyevi din adamları oradaydı; hiçbiri liyakat sahibi değildi fakat hepsi rezilce öyleymiş taklidi yapıyordu.
Reklam
Güneşin üzerine vurduğu hiçbir şey, sahip olduğu yetenekleri ve güzel duyguları kullanma becerisinden yoksun, kendi yararı ve mutluluğu için bir şeyler yapmayı beceremeyen, dahası bu feci halinin farkında olan ve bu feci halin onu tüketmesi pahasına kendinden vazgeçen bu adamdan daha hüzünlü değildi.
kir...
Bazı insanlara yakından bakınca insanın üstü başı kirleniyordu… Bu ne pislikti Yarabbi…

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanlar bazen karşısındakilere kalben uzak oldukları için anlamakta güçlük çekerler. Bazen her ne kadar karşımızdakine yakın olsak bile, duygularını bilmediğimiz olabilir.
Uçamayan bir kuş sürüsü gösterseler ve tüylerini yolmanı isteseler en güzel tüylüsünden başlamaz mıydın?
Reklam
Elinizden geleni yapın. Hayatı bazen boşa harcıyor olsak dahi, uğraşmaya değer.'
Açlık tütmeyen bacalardan gözünü dikmiş bakıyor, çöplerinin içinde tek bir yiyecek kırıntısı olmayan, pislik içindeki sokakta kocaman dikiliyordu.
…muamma isem
Her insanın bir diğeri için engin bir muamma oluşu, üzerine kafa yorulması gereken şaşırtıcı bir gerçektir.
İstanbul yolunda Araf, Tarafım…
Zamanların hem en iyisi hem de en kötüsüydü Bilgeliğin ve aptallığın çağıydı. Hem inanç hem de kuşku devriydi. Işığın da asrıydı karanlığın da. Hem umut baharıydı hem de umutsuzluk kışı. Her şeye sahiptik hiçbir şeyimiz yoktu..!
Mustafa Kemal...
Şimdi vatan bir insan gibi ölürken bir insan bir vatan gibi ayaktaydı: Mustafa Kemal! Mustafa Kemal ayağa kalkınca yeryüzüne vuran gölgesine bütün bir memleket sığıyordu. Mustafa Kemal ayağa kalktı demek, on beş milyon muztaribin altında duracağı bir bayrak vardır demektir!
Reklam
İşgal zamanı İstanbulundan
İçeride dans başladı. Sokakta zehir gibi bir soğuk, yağmur, çamur işgal askerleri vardı. Dışarıdaki zulmün ve kışın korkunç kimsesizliğini sezecek bir tek kişi bu salonda yoktu. VATANSIZ olmak ne iyi şeydi: pencereden başlayan, ufukta biten mezarlığı kimse görmüyordu!
Ve sokaklarda hep yürüyor, yürüyor, yürüyordu: bir yere gitmeyerek.
Uzaklığı kadar bulanık: “Kadersizim”, dedi sonra bana tuhaf bir sesle: “hiçbir yerde olamadın değil mi?” Yanıt vermedim…
…sonra insanların acıda kaybolmuş yüzleri ve yüzlerinde yosun bağlamış birer sessizlik kuyusu gibi derinleşip giden gözleri belirdi…
Düşümde; gözlerimin önünde sessizliğin şekillendirdiği insanlar belirdi uzak duruşlarıyla…
4,330 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.