Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Osmanlı İmparatorluğu’nun son safhasındaki mühim mütefekkirlerimizden birisi olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, aynı zamanda, gerek babasının konsolos olmasından (“şehben-der” konsolos demektir) gerekse de sık sık sürgün hayatı yaşamasından ötürü, farklı ve yenilip yutulması zor fikirlere açık bir zâttır. Kendisini daha ziyade A’mâk-ı Hayâl
Garip İlimler ve Ruh Çağırma
Garip İlimler ve Ruh ÇağırmaFilibeli Ahmed Hilmi · Büyüyenay Yayınları · 20231 okunma
Çocukların okudukları her öyküde kendi kopyalarını görmeleri gerektiğini söylemi­yorum. Ne de olsa kurmaca yazın, başka bir insanın yüreğini en ön sıradan izlemenizi sağ­larken erkek ya da kadın veya zırhlı bir ayı ol­manıza imkan tanır. Fakat her çocuğun ken­dini bir yerde bulabilmesi acil bir gereklilik. Dünya böylesine hızlı değişirken çocuk ede­biyatının da üzerinde yaşadığımız bu kaley­doskobik gezegenin dört bir köşesinden gelen yeni ve hiç olmadığı kadar çeşitli hikayelere ihtiyacı var. Bu değişim zaten başladı ama daha fazlası gerek; şimdiye dek kulak ver­mediğimiz yerlerden ve seslerden gelen yeni fikirler, yeni çareler, yeni şakalar ve yeni zen­ginlikler gerek. Çocuk edebiyatının evriminde başka bir dönemece geldik; yeni bir Altın Çağ'ın zamanı şimdi.
Sayfa 57 - Domingo
Reklam
Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak damlara Kanat seslerini duyup uyanırlarsa Gene kuşlarla uyusun çocuklar Olanı biteni anlatma Hiç görmediğim şey bu Kurdun gözü yılmış sürüden Elmanın yarısı soğuk, yarısı sıcak Ağulu bitkilere dolanmış salkım Güneşten yağmur boşanacak Yetsin demir çağının beyliği Yeni bir gün başlıyor demek Yeryüzünde korkusuz yaşamak İki milyar kişiye bir dünya İki milyar kişiye iki milyar ekmek Yazık olur bu düş yarı kalırsa Barış günü insan hakkı yenirse Köroğlu'nun sözü dinlenmelidir Sivas ilinin Banaz köyünden Pir Sultan Abdal dirilmelidir Ah günüm yetse görmeye seni Seni övmeye gücüm yetse Barış çağı, altın çağ Son ozanı ben olayım bu özlemin Bu özlem bitse
"Yine Walt Amca" dedi. "Ah, ama bu inançları ve dersleri yok saymak çok zordur. Çünkü ailelerimiz, gelenekler ve modern çağ bizi koşullandırır. Nasıl olur da Walt gibi, gerçek doğamızın konuşmasına izin veririz? Kendimizi önyargılardan, alışkanlıklardan, etkilerden nasıl kurtarırız? Cevap, sevgili çocuklar, her zaman yeni bir bakış açısı bulmaya çalışmaktır."
insanoğlunun bu muazzam serüveninin gerektirdiği ulusal çaptaki o çabanın bedelini tek bir kuşağın ödemek zorunda kaldığına şüphe yok; önce devrim günlerinde, sonra savaşta, en son olarak da yeniden yapılanmada. Sosyalizmin alelacele kurulması yolunda bütün bir kuşağı feda eden, insancıl duyarlıktan yoksun, acımasız bir yönetici olarak görülen Stalin'e yüklenen en büyük suçlamalardan biri de bu işte. Batı propagandasının yurttaşlarının kulağına erişmesini engellemek için ülkenin bü-tün kapılarını içeriden kilitlemiş, süreci zor kullanarak yürütmüş, belki de daha önce hiç görülmemiş tarihi bir çağ atlamayı basarmış. Hiç kuşkusuz bir isyan duygusu içinde olgunlaşmaya başlayan yeni kuşaklar, ayakkabıları için yönetimi protesto etme zevkini artık tadabilirler.
Kaç yaşında olursa olsun, hepimiz büyüme çağındaydık. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne… bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve herşeyi. İhtiyacımız vardı. Bir an önce büyümek için. Bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. Yeni bir çağ başlasın diye. Mümkünse bu çağa benzemeyen…. Çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. O kadar da aptal değildik. O kadar da değil.
Sayfa 33 - Doğan kitap 55.baskıKitabı okuyor
Reklam
hepimiz büyüme çağındaydık. kaç yaşında olursa olsun, herkes. Burun dünya. döne döne geçiyorduk büyüme çağından. başımız döne döne... bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. birbirimizi ve her şeyi. ihtiyacımız vardı. bir an önce büyümek için. bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. yeni bir çağ başlasın diye. mümkünse bu çağa benzemeyen... çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. o kadar da aptal değildik. o kadar da değil...
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Bu özlem bitse...
Olsun da gör O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü, bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak damlara
OLSUN DA GÖR
o gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bübülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın ondördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak dallara
Sayfa 51 - Yeditepe Yayınları:65Kitabı okudu
Reklam
Yeni bir hayat üslûbu doğarken, eskisi de bir daha di­rilmemek üzere göçüp gidiyor. Bu, geçiş çağıdır. Kuşku ve acı dolu bir çağ!
Sayfa 108 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
300 Spartalı
Geri çekilmek yok, teslim olmak yok. Bu Sparta yasasıdır. Ve buna göre duracağız ve savaşacağız... ve öleceğiz. Yeni bir çağ başlıyor, özgürlük çağı...Dünyadaki herkes 300 spartalının ulusu olmak için son nefesini verdiğini bilecek. Kral Leonidas
Bazen yolda yürürken hiç tanımadığım insanların gözlerimin içine bakıp, sanki milyonlarca senedir tanıyormuş da aradıklarını bulmuş gibi sevinçle el sallamalarına hep hayret ederdim. Bunun sebebini hiçbir zaman çözememiştim ki
Bulut Atlası
Bulut Atlası
kitabını okurken galiba çözdüm.. Ortada tek bir bilinç var ve binlerce senedir tüm rol ve kılıklarda her deneyimsel hayatı yaşayan sadece o... Ve o kendisinden kendisine selam veriyor... Bu, aynı zamanda hiç duyulmayan ya da bilinmeyen yeni çağ bilgilerinin, aynı anda birçok insanda açığa çıkmasının sebebini de açıklamıyor mu? Yani meselenin özü şu ki; eğer sen bir hususun o anda idraki farkındalığının sevincini yaşıyorsan; Yalnız değilsin.. Seninle birlikte aynı anda, aynı saatte, ve aynı salise de çok fazla kişi aynı durumu yaşıyor.. Aslında Mevlana bu durumu şu sözüyle çok güzel açıklıyor: Zerre bütünün aynasıdır...
824 syf.
6/10 puan verdi
Kara Ölüm
Boccaccio, Floransa'nın yaşadığı korkunç veba salgınından sonra yazdığı "Decameron" adlı eseriyle tanınıyor. 1348 yılında, İngiltere Kralı'nın borcunu ödememesi sonucu Floransa'nın iki büyük bankasının çöküşünden kısa bir süre sonra, şehir nüfusunun yaklaşık üçte ikisi Kara Ölüm olarak bilinen vebadan öldü. Bu hastalık
Decameron
DecameronGiovanni Boccaccio · Alfa Yayınları · 20201,198 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.