Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan beyninin değirmen taşı gibi olduğunu unutma. İçi boş olduğunda kendi kendini öğüten bir mekanizmayla dünyaya geldin. Keşfetmek, araştırmak, anlamak, sorgulamak ve kendi dünya görüşünü oluştururken değişime açık olmak zorundasın. Her yeni güne uyanırken bugün kendime ne katacağım diye düşün ve her akşam uyurken bugün öğrendiğin yeni bilgiler için şükran duy. Okumayı prensip edin ve her gün en az yirmi sayfa kitap oku. Sohbetinden faydalanacağın arkadaşlar seç ve öğrendiklerini diğerleriyle paylaşmaktan korkma. Dünya üzerindeki her şey paylaşıldığında anlamını tamamlar; bilgi, sevgi ve hatta özgürlük bile paylaşıldığında güzeldir.
İnsan beyninin değirmen taşı gibi olduğunu unutma. İçi boş olduğunda kendi kendine öğüten bir mekanizma ile dünyaya geldin. Keşfetmek, araştırmak , anlamak , sorgulamak ve kendi dünya görüşünü oluştururken değişime açık olmak zorundasın. Her yeni güne uyanırken bugün kendime ne katacağım diye düşün.. Ve her akşam uyurken, bugün öğrendiğin yeni bilgiler için şükran duy. Okumayı prensip edin ve her gün 20 sayfa kitap oku..
Reklam
672 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
kısa bir özet
1.       RÜYA SORUNLARIYLA İLGİLİ BİLİMSEL                                     KAYNAKLAR 1900'E KADAR)            Geçmis araştırmacılar rüya ile uyku meselesini birlikte ele aldılar. Biz uyku doğal bir fizyolojik durum olmasından dolayı doğrudan rüya ile konuya başlayacağız. A.      Rüyanın Uyanık Yaşamla İlişkisi Kimi görüşe göre rüyalar
Rüyaların Yorumu
Rüyaların YorumuSigmund Freud · Say Yayınları · 20211,446 okunma
İnsan beyninin değirmen taşı gibi olduğunu unutma. İçin boş olduğunda kendi kendini örgüten bir mekanizmayla dünyaya geldin. Keşfetmek, araştırmak, anlamak, sorgulamak ve kendi dünya görüşünü oluştururken değişime açık olmak zorundasın. Her yeni güne uyanırken bugün kendime ne kalacağım diye düşün ve her akşam uyurken bugün öğrendiğin yeni bilgiler için şükran duy. 1000Kitap Osho, Tuğba Sarıünal
İnsan beyninin değirmen taşı gibi olduğunu unutma. İçin boş olduğunda kendi kendini örgüten bir mekanizmayla dünyaya geldin. Keşfetmek, araştırmak, anlamak, sorgulamak ve kendi dünya görüşünü oluştururken değişime açık olmak zorundasın. Her yeni güne uyanırken bugün kendime ne kalacağım diye düşün ve her akşam uyurken bugün öğrendiğin yeni bilgiler için şükran duy.
Sayfa 38
Yeni bir dünyaya uyanırken...
Düşüncelerimi hayalî bir varlığa, gölgeme bildirmek zorundayım, bunu yapmaya her şeyden çok ihtiyacım var.
Sayfa 54 - İnsan Kitap 2017Kitabı okudu
Reklam
Yeni bir dünyaya uyanırken...
Tüm hayatımı bir salkım üzüm gibi avucumda sıkmak istiyorum. Çıkan suyu,hayır şarabı damla damla gölgemin kurumuş boğazına kutsal bir su gibi akıtmak istiyorum. Ama önce beni şu odada cüzzam gibi, kanser gibi yavaş yavaş tüketen dertlerimi kağıda geçirmek istiyorum.
Sayfa 54 - İnsan Kitap 2017Kitabı okudu
İnsan beyninin değirmen taşı gibi olduğunu unutma. İçi boş olduğunda kendi kendini öğüten bir mekanizmayla dünyaya geldin. Keşfetmek, araştırmak , anlamak, sorgulamak ve kendi dünya görüşünü oluştururken değişime açık olmak zorundasın. Her yeni güne uyanırken bugün kendime ne katacağım diye düşün ve her akşam uyurken bugün öğrendiğin yeni bilgiler için şükran duy. Okumayı prensip edin ve her gün en az yirmi sayfa kitap oku. Sohbetinden faydalanacağın arkadaşlar seç ve öğrendiklerini diğerleriyle paylaşmaktan korkma. Dünya üzerindeki her şey paylaşıldığında anlamını tamamlar; bilgi, sevgi ve hatta özgürlük bile paylaşıldığında güzeldir.
Öğle Uykusundan Uyanırken
Öğle uykusundan uyanırken deniz yükselirdi, bilirdim, her gün o satta yükselirdi. Kendimi büyümüş bulurdum. Birbiri arkasına uyanırdım. Koştuğumu anlamadan. Cilalı taş ormanları içinden geçerdim. Düş, doğaya dönüşürdü. Yoksa hangi çiçek büyüyebilir ki! Uykunun çiçekli perdesi duvara vurmuştu ama o sabırsız, damıtık, büyü bilmez ışık, imgelemin
Yazılı sözü yoketmek için bir meşale veya bir kurtçuk yeter. İnşa edilmiş bir sözü yıkmak için toplumsal bir devrim, topraksal bir devrim gerekir. Colosseum'un üzerinden barbarlar, Piramitlerin üzerinden belki tufanlar geçmiştir. Onbeşinci yüzyılda her şey değişir. İnsan düşüncesini varlığını sürdürmek için mimarlıktan daha kalıcı ve daha
Sayfa 181 - MatbaaKitabı okudu
Reklam
Kaç kez ölür insan? Bu uğursuz, samimiyetsiz, acıtmaya meyilli dünyaya kaç kez yeniden doğar? Ölüm göreceli bir kavram mıdır? Türk Dil Kurumu’nun dediği gibi; “Hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi,” ise ölüm, ben daha önce dört kez öldüm. Kiminde hain eller kastetti canıma, kiminde karanlıktan gizlice uzandı boğazıma ömrümü verdiklerim. Canımı en çok, en sevdiklerim yaktı. Öyle bir zaman geldi ki, ölmeden duramaz oldum. Ne zaman ölümlerden ölüm beğenip sona varsam, daha görkemli ve gösterişli ölümler için yattığım karanlıklardan doğruldum. Kimi sevdiysem öldürdü beni, öldürdü ve defnetti kalbine. Onlar ertesi güne yeni umutlar adına uyanırken, ben bilmem kaçıncı mezarımda unutulmaya yüz tutmanın sancısıyla izledim acemisi olduğum gülüşleri. Her aşk koca bir hayattı ve ben her hayatın mutlu sonuna varamadan itina ile öldüm. Ya sen? Sen kaç kez öldün?
Yeni bir dünyaya uyanırken
Yazıyorsam, bu yazmak ihtiyacının beni mecbur kılmasından..
Sayfa 54 - İnsan kitapKitabı okudu