Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz : Cadılık illa nefret , kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz ; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.
Ben Helios’un kızı , Aiaie Cadısı Kirke. Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün , artık bu dünyaya dayanamayacağım , diye düşündüm.
Bunun üzerine denizin derinliklerinden kadim bir tanrı seslendi:
Öyleyse çocuğum , başka bir dünya yap.
Güneşin kızı Kirke.
Tanrıça, cadı , büyücü ama en önemlisi kadın Kirke.
Ailesinde kabul görmeyen, örselenen ,dönüşüm, kehanet ve yanılsama tanrıçası , insan sesli Kirke.
Bir Tanrıçada olsanız kadının kaderi değişmiyor.
Kendisi anlatıyor bize hikayesini ve eminim her kadın buluyor kendini o satırlarda bir yerde. Aile içinde pek önemsenmeyip, dışlanan Kirke. İlk büyüsünü aşık olduğu ölümlüye yaparak başlıyor tüm serüveni… Yüz yıllarca Aiaie Adasında tutsak tutuluyor, bu süreçte büyülerine adıyor kendisini ilmek ilmek öğreniyor gelişiyor Kirke. Kırılgan bir kız çocuğu iken, güçlü bir kadına dönüşüyor. Tabiki bu hiçte kolay olmuyor. Tüm yolculuğunda adeta eşlik ettim ona , beraber şarkılar söyledik, otlar kaynattık…