Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türkmen Göçü ve Kudüs'ün Türkler Tarafından Fethi
Şimdi gelelim Alparslan dönemine. Sultan Alparslan, arncasının politikalarını aynen devam ettirdi ve 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile Doğu Roma' nın belini kırdı. Artık ikinci düşmanla ilgilenebilir, Fatımilerin üzerine yürüyebilirdi. Ancak 1072'deki talihsiz ölümü, Alparslan'ın Fatımi Seferi'ni başlamadan bitirdi. Yerine geçen oğlu Sultan Melikşah ise Filistin ve Suriye meselesini çözmek için Atsız adında bir Türkmen beyini görevlendirdi. Alparslan'ın Romanos Diogenes'i karşılamak üzere Azerbaycan'a çekildiği günlerde Suriye topraklarına büyük bir Türkmen akını gerçekleşti. Bunlar Selçuk Bey'in oğlu Aslan Yabgu'ya bağlı Türkmenlerdi. Başlarında da Atsız, Kızıl ve Şöklü gibi beyler bulunuyordu. Kudüs' e bir saat uzaklıktaki Ramle'ye yerleşen ve burayı kısa sürede bir kültür ve sanat şehrine dönüştüren Türkmenlerin yeni hedefi Kudüs'tü. Atsız Bey önderliğinde kuşatılan şehir kolayca ele geçirildi. Fatımilerin Kudüs valisi Türk kökenli idi ve eman verilmesi halinde şehri teslim edeceğini bildirdi. Selçuklular hiç kan dökmeden bu mukaddes şehre girdiler. Tarihler 1073'ü gösteriyordu. İlk cuma namazında Sultan Melikşah ve Abbasi Halifesi adına Sünni usulde hutbe okundu. Türklerin Kudüs hakimiyeti böylelikle başlamış oldu, Filistin'de Büyük Selçuklulara bağlı vassal bir Türkmen Devleti kurulmuştu ve bu devletin başkenti Kudüs'tü.
Sayfa 57 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
314 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
》Bir Tek İnsan Bütün İnsanlık Serüvenini Yaşıyor《
Montaigne 16.yüzyılda yaşamış Rönesans ve serbest düşünce hareketinin önemli bir figürüdür.Tolstoy gibi soylu ve varlıklı bir ailede doğmuş ve daha sonra denemelerini yazmak için şehirden uzakta,tabiatla iç içe yaşamaya başlamıştır.Babası onu doğduktan hemen sonra bir köylünün evine bırakmış ve erken yaşta orada kendi ayaklarının üzerinde durup
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,4bin okunma
Reklam
G. Vico, Nuova Scienza (Yeni Bilim) adlı yapıtında onu kaynak kullanıyor; Nietzsche’de, Rousseau’da, Diderot’da, Rablais’de ondan alıntılar var. K. Marx’in “Epikuros ile Demokritos Doğa Felsefeleri Arasındaki Ayırım” adlı doktora tezindeki en temel kaynak.
Bu nedenle eskiçağ döneminde yaşamış düşünürlerin görüşlerini, yaşamlarını toplayan yapıtlara genellikle doksai ya da placita veya opiniones deniyor. Bu yapıtların bilinen en eski örneği Theophrastos’un Physikai doksai (Doğabilim Görüşleri) adlı yapıtı. Bu yapıt elimize geçmemiştir, Hellenistik dönemde kimi bölümlerinin kısaltıldığı, kimi yeni bölümler eklendiği bir derlemenin varlığı biliniyor.
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
" Eh, okumak, bir kültür seviyesi meselesidir." #ahmetrasim . Selam Koşturmacalı ve keyifli bir haftasonunun ardından yeni haftaya enerjik başladıysam gelsin mi ilk #kitaponerisi ? #alfakitap iftiharla takdim etmiş #muratmentes kaleminden #derdedevarandevu4 ü . #hakankaratas ın eşsiz çizimleri ile artık bedenen aramızda olmasa da yazdıklarıyla çizdikleriyle her daim düşünce dünyamızda yer alan dünyadan ve ülkemizden #tam11üstat konuşmuş da konuşmuş. İnanılmaz zevkli inanılmaz akıcı farklı bir #kitap olmuş ki serinin dördüncü kitabı. Nasıl merak ettim okuyunca da ilk üç kitabı anlatamam! İlk fırsatta inceleyeceğim. #diogenes #ibnhaldun #janeausten #tolstoy #ahmetrasim #einstein #hermannhesse #aşıkveysel #margueriteduras #cemilmeriç #tezerözlü den oluşan dev kadro ile yaşama dair tüm merak ettiklerimiz öylesine samimi bir sohbet havasında anlatılıyor ki sıkılmak mümkün değil! Çizgi-belgesel modunda okunuyor ama inanılmaz bir tatlılık! Çookkk sevdim Aşka, sevgiye, evliliğe, edebiyata, yazara ve yazmaya dair dahası eğitim, inanç, ölüm ve bireyin toplumla olan münasebetine değin her konu masaya yatırılmış. İncelemeden geçmeyin... "Kurallar doğrultusunda bir yaşam, sadece donukluktan ibarettir " #tezerözlü "Tüm insanlar içinde Tanrı'ya en çok benzeyen, romancıdır." #cemilmeriç
Derde Deva Randevu 4
Derde Deva Randevu 4Murat Menteş · Alfa Yayınları · 202428 okunma
Çok dinlememiz ve az konuşmamız için iki kulağımız ve bir dilimiz vardır. Diogenes
Reklam
Malazgirt Savaşı Öncesi Bizans'ın Durumu ve R.Diogenes
Gerek Tuğrul Bey ve gerekse daha sonra Alp Arslan tarafından çok iyi planlanmış bir Yurt edinme faaliyetinin parçaları olarak devam eden Türklerin Anadolu içlerine yönelik hareketleri, Bizans tarafından hiç tepkisiz kabul ediliyor değildi. Olayların gösterdiği gelişme; Türklerin yeni bir yurt edinmek, Bizanslıların da topraklarını korumak amacıyla kesin sonuç almalarını gerektiriyordu. Bu sırada Bizans İmparatoru Konstantinos Dukas ölmüş (1067), devletin başına onun üç oğlu adına İmparatoriçe Fudoxia (Evdokia) geçmiştir. Dahili karışıklıklar, saray entrikaları ve çeşitli sıkıntılar içinde bulunan Bizans'ın, bu duruma tahammülü güçleştiğinden İmparatoriçe, Peçenekler karşısında başarılı olmuş olan Romenos Diogenes'i kendisine eş olarak seçmiş ve idareyi ona bırakmıştır. 1 Ocak 1068'de İmparator ilan edilen Diogenes'in ilk görevi, doğu bölgesindeki Türk tehlikesini bertaraf etmekti.
Yeni başlayan Kinik'in de değnek ve heybe taşıması, saçını uzatması, berber ve okul olmayan bir köydeymiş gibi, okuma yazma bilmeyen şapşal biri olarak ortalıkta dolaşması yeterli değildir, o, değnek yerine aklı, heybe yerine çelişkiyi izlemelidir: Bunlar Kinizm felsefesinin [gerçek] belirgin özel­likleridir. Bir Kinik ancak değerini kanıtladıktan sonra açıksözlü olmalıdır. Kanımca Krates ile Diogenes de böyle davranmışlardı.
Sayfa 480 - Say YayınlarıKitabı okudu
Sokrates'in yargılanması:
''Demokrasiye dönüşe rağmen MÖ 399 yılının ilkbaharında Sokrates, muhtemelen zengin tüccar Anytos ile hatip Lykon'un arka çıktığı Atinalı bir şairin oğlu olan genç Meletos tarafından dava edilir. Bu grup, demokratik kültürün belli başlı temsilcilerinin, şairlerin, hatiplerin ve işadamlarının yıllar boyunca kibirlerini ve
* Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çekilen bir ülkede birine bu soruyu sorarsak cevap "yemek" olacak; donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap "sıcak" olacaktır. Kendini yalnız ve çaresiz hisseden birine soracak olursak cevap mutlaka "diğer insanlarla beraber olmak" olacaktır. Ama bütün bu ihtiyaçlar
Reklam
O zamanlar Diyar-ı Rum denilen Anadolu'nun sahibi, Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, "Bu gelen Selçuk soyu bir taşkın insan selidir ve de yeni bir yurt kurmaya Anadolu'yu seçmişlerdir, vakit şimdidir önlersek önleriz, önleyemezsek Bizans'ın direkleri yıkılır" diyerekten, o da vardı, Malazgirt kalesinin gölgesine Alparslan'la hesabını üleşmeye.
"Çocuklar son kölelerimiz." "Köle mi dedin? Erkeksin, anlayamazsın. Anne olsan böyle konuşamazdın. Çocuklarımızı babalarından korumaktan ömrümüzü heba ettik. Neyse, artık gençler rahat. Korkmadan, çekinmeden yaşıyorlar." "Yeni kuşaklar Diogenes gibi," dedim. "Doğal olanı gizlemiyorlar, kimseyi taktıkları yok. Diogenes'in sokakta uluorta otuzbir çekmesini Sinoplular kınayınca midesini ovuşturup, 'Açlığıma da çare bulmak bu kadar kolay olsaydı,' demiş."
Sayfa 117Kitabı okudu
Diogenes, yeni İmparatora bir mektup yazarak şunları bildirdi: "Ben asker toplamak, para sarf etmek ve Hristiyan dinini yükseltmek için elimden geleni yaptım. Çabalarımda hiçbir eksillik göstermedim. Askerim de az değildi ve tedbirlerimde de yanlışlık yapmadım. Bununla birlikte zaferi Müslümanlar kazandı. Bu sonucu hiç kimse değiştiremezdi. Ben Sultan Alp Arslan'ın eline tutsak düşünce, o bana hiç ümit etmediğim biçimde iyi davranışlarda bulundu ve beni, barış için vereceğim parayı kararlaştırdıktan sonra iyiliklerde bulunarak salıverdi. Hükümdarlıktan ayrılarak bu kaleye yerleştim, sof giydim ve senin, başkasından daha çok hakkın olan Bizans tahtına geçmenden dolayı Tanrı'ya şükrettim. Şimdi Sultanın durumu ve bana yaptığı iyilikleri sana bildiriyorum: Onunla yaptığım barışı bozma! Teklifimi kabul edersen Hristiyanlığın korunmasında aranızda vasıta olurum. Eğer kabul etmezsen, sen bilirsin. O zaman benim için kararlaştırılmış olan parayı verir, beni bu yükten kurtarırsın."
190 syf.
·
Puan vermedi
“ Kitaplarla alışverişim azsa yeni bir şairde gördüğüm güzel bir buluşu övmeye cesaret edemem” Bundan mütevellit haddim olmayan övgü kısmını es geçersek kitabın özü ; Moneigne’nin dünya görüşü! Tam da benim okumamdaki maksat.. Olaylara , durumlara, hayata bakış açılarını sunduğu bir yazarı bir eseriyle ancak bu kadar tanıyabileceğiniz nefis bir eser. Hiç gocunmadan okunma kaygısı taşımadan cesurca hissettiklerini kaleme aldığı hissediliyor her satırda. “Evren ve İnsan”, “Hekimlik Üzerine”, “Kitapların Değeri” gibi konuların özünü de içeren başlıklar altında cesurca ifade etmiş düşüncelerini . Birçok yerde örnek aldığı ünlü düşünürlerin görüşlerine değinmeyi ve onlardan kısa hikayeler anlatmayı ihmal etmemiş . Bir örneğini kitaptan verip noktalıyorum yazımı ; “Filozof Antisthenes, ağır hasta yatarken bağırıyormuş; kim kurtaracak beni bu acılardan, diye. Onu görmeye gelmiş olan Diogenes: İşte bu seni hemen kurtarır, istersen, diyerek bir hançer uzatınca ona: Yaşamaktan değil, acılarımdan kim kurtaracak? demiş Antisthenes.”
Denemeler
DenemelerMontaigne · Sonsuz Kitap · 200954,4bin okunma
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.