Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sarı sıcak yüzlerimiz var, sarı sıcak alnımız, sarı sıcak yanaklarımız ve sokak lambasından bize doğru uzayan sarı sıcak kelimeler. Birkaçını yakalayıp içini oyuyoruz. Sonra yeni anlamlar, düşler dolduruyoruz içine. Eskisiyle hiç ilgisi olmayan yeni kelimeler üretiyoruz böylece. Yalnız bizim bildiğimiz. Dünya üzerinde yalnız iki kişinin konuşup anladığı bir dilden daha korunaklı sığınak yoktur çünkü. Az kalsın ayrıldığımızda dilsiz kalacağımızı yazacaktım. Buna hayıflanacaktım. Ama biliyoruz, ayrılırken sözlüğümüzdeki tüm kelimeleri sırayla öpüp tekrar atacağız denize ve böylece ifadenin suyunda, bizim de öptüğümüz kelimeler yüzüyor olacak. Doğan Güneş Bizi Yakar Alper Cidan Sis dergi Ocak 24
yarın Kudüs'te olsaydım Rahmet Mescidinde murabıtlar için hazırlanan iftara katılırdım. "tok olsan da biraz ye, bu yemekte bereket vardır". ben başka hiçbir yeri özleyemiyorum. yüzüme çarpan o bereketli havayı soluyarak bir kediyi severken bana uzatılan tabbulenin tadını düşünüyorum. beş dakika öncesinde karnımın acıktığını fark
Reklam
seni seviyorum , ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... seni seviyorum, ama nasıl, kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz , yüzde yüz ,yüzde bin beş yüz,
Bir kaç yıl sonra yeni çıkan kitapları almadan önce "yapay zekaya" bu kitaba dahilin var mı diye sormak zorunda kalacağız, böyle hissediyorum. İnsan aklının salt tecrübelerinden doğan kitaplar varlığını ne kadar sürdürecek? Bunun beraberinde kitap kavramı, yapay zeka ile beraber ne noktaya evrilecek? Cevabını gerçekten merak ettiğim sorular.
Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen, ben... biz artık geçmiş zamanız. Bir anlık öfke, binlerce sahne... oyuz biz.
Publius Ovidius
"Aktı mı dereler, bir daha asla dönmez doğduğu kaynağa, geçip gitti mi saatler, geri dönmez asla. Dolu dolu yaşayın gençliğinizi: Yıllar koşar gider çabuk adımlarla, doğan her yeni gün, bir öncekini aratır mutlaka."
Reklam
Yüreğimde kara bir delik var. Çocuk kahkahalarını içine hapseden, doğan her yeni ruh için daha da kararan. Çoğu ızdırap çekecekti, üzülmemek vicdansızlık olurdu.
Her gelen gidiyor.Her doğan ölüyor.Her yeni eskiyor. Her yükselen iniyor. Her makam birgün hükmünü yitiriyor.Bütün bunlar gözümüz önünde olurken Baki olanı bırakıp da fâni olanla avunmak ne kadar acı. Ne mutlu Ahireti Unutmadan yaşayanlara; Ne mutlu gökkubbede hoş sada bırakanlara.
İhsan Şenocak
İhsan Şenocak
Rus-Sovyet marksizmi ve diyalektik materyalizm Rus Marksizminin kurucusu Georgi Plehanov ve ardından İlyiç Lenin diyalektik felsefi materyalizmi çeşitli eserlerinde geliştirmeye çalıştılar. Plehanov Militan Materyalizm, Monist Tarih Anlayışının Gelişimi gibi eserlerinde, Marks ve Engels'in ölümlerinin ardından Avrupa Marksizminde etkisini giderek arttıran "yeni-Kantçılık" eğilimine savaş açtı. E. Bernstein gibi düşünürlerin başını çektiği bu yeni eğilimin Marksist felsefeyi ileriye değil, geriye götüren bir hareket olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Lenin de onun izinden giderek materyalist diyalektiğin çok yönlü ve gelişmiş bir bilimsel yöntem olarak vazgeçilmezliğini savundu. Rusya'da kapitalist üretim biçiminin gelişimi üzerine ayrıntılı çalışmalarında bu yöntemi uygulamaya çalıştı ve diyalektik materyalizmin yeterince kavranamamasından doğan yanlış anlayışları göstermeye çalıştı. Lenin bir dizi makalesinde Felsefe Defterleri'nde Marks, Engels ve Plehanov'un izinden giderek diyalektik düşünceye Hegel'in yaptığı katkıların önemini ve büyüklüğünü vurguladı.
alıntıda anlatılan konu ile ilgili türk tarih kurumunun yaptığı kısa film ile alakalı bir iki şey söylemek için bu gönderiyi alıntılıyorum.. (ilgili video; youtu.be/7K6LL04iPd0?si=... ) 1. videoda yer alan Mustafa Kemal'in üniforma yakalıkları o dönem Mustafa Kemal'in kullandığı yakalıklar değildir.. zira o
Poyraz Ayrıç

Poyraz Ayrıç

@PoyrazA
·
16 Nisan 16:09
Mustafa Kemal'in 15 Mayıs 1919 günü Sultan Vahdeddin ile yaptığı görüşmede, Vahdeddin'in Mustafa Kemal'e söylediği şu sözler bugüne kadar süren bir tartışmaya neden olmuştur: "Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!" Vahdeddin'in bu sözlerini duyan Mustafa Kemal de ciddi şekilde şaşırmış ve hayrete düşmüştür. Hatta ilk
Sayfa 219 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Çocuk masumiyetiyle karşıla doğan güneşi, bayram sevinci ile merhaba de yeni güne Umutlarını, sevinçleri de al da çık yola,mutluluk da zaten gelir peşi sıra, Sevdiklerin yanında ise, yapacak bir işinde varsa başka çok şey isteme Mutluluğu yarına erteleme, Zaman çok hızlı geçiyor Bak bu satırları okurken bile 10 saniye geçip gitti bile Haydi bismillah yeni güne
Şehzade Süleyman
ŞEHZADE SÜLEYMAN Rumeli Fatihi Mevlid şairi Süleyman Çelebi'nin dedesi ve Orhan Gazi'nin kayınbiraderi Şeyh Mahmud'un: "Keramet gösterip halka suya seccade salmışsın Yakasın Rumeli'nin dest-i takva île almışsın." dediği, Orhan Gazi'nin büyük oğlu Süleyman Şah, Rumeli fâtihi olarak tarihlere
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.