Bir toplum cinsel yasaklardan ve baskılardan ne denli kurtulmuş olursa olsun,her yerde gizli yada açık genelevler vardır.Hele Amsterdam gibi bir liman kentinde genelevlerin bulunması çok doğaldır.Ne var ki bu mahalle iki nedenden ötürü beni çok tedirgin etti.Birinci neden kadınların bir kasap dükkanının cemâkanına kancalarla asılan et parçaları gibi,gözler önünde sergilenmesiydi.İkinci nedense birinciden çok daha fazla beni tedirgin ediyordu;satışa çıkarılan bütün kadınlar arasında kuzeyli tipli yani beyaz tenli sarı saçlı mavi gözlü bir tek kadın yoktu.Hepsi esmerdi.Bazıları kara tenli afrikalılar yada simsiyah saçlı çekik gözlü asyalılardı.Varlıklı Avrupanın kadınları değil üçüncü dünya ülkelerinin yada eski sömürgelerin zavallı yoksul kadınlarıydı satışa çıkarılanlar .Amsterdam kerhaneleri bu et ticaretini vitrinlerde sergilerken,ırkçılığın korkunçluğunu ve ekonomik düzenin çirkinliğini de gözler önüne seriyordu sanki.
Sayfa 197
Amsterdam'ın ırkçı genelevleri.
Bir toplum cinsel yasaklardan ve baskılardan ne denli kurtuluşmus olursa olsun, her yerde gizli ya da açık genelevler vardır. Hele Amsterdam gibi bir liman kentine genelevlerin bulunması çok doğaldır. Ne var ki bu haliyle iki nedenden ötürü beni çok tedirgin etti. Birinci neden kadınların bir kasap dükkanının camekanına kancalarla satılan et parçaları gibi gözler önünde sergilenmesiydi. İkinci neden ise birincisinden çok daha fazla tedirgin ediyordu beni: Satışa çıkarılan bütün bu kadınlar arasında kuzeyli tipli yani beyaz tenli sarı saçlı mavi gözlü bir tek kadın yoktu. Hepsi esmerdi bazıları kara tenli afrikalılar ya da simsiyah saçlı çekik gözlü asyalılardı.Varlıklı Avrupa'nın kadınları değil üçüncü dünya ülkelerinin ya da eski sömürü ülkelerinin zavallı yoksul kadinlariydi satışa çıkarılanlar. Amsterdam kerhaneleri bu et ticaretini vitrinlerde sergilerken ırkçılığın korkunçluğunu ve ekonomik düzeni çirkinliği ve gözler önüne seriyordu sanki.
Sayfa 197 - YkyKitabı okudu
Reklam
13. HİKAYE TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ - HİKAYEMİZİN TAMAMI part-1
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
Bir toplum cinsel yasaklardan ve baskılardan ne denli kurtulmuş olursa olsun, her yerde gizli ya da açık genelevler vardır. Hele Amsterdam gibi bir liman kentinde genelevlerin bulunması çok doğaldır. Ne var ki, bu mahalle, iki nedenden ötürü beni çok tedirgin etti. Birinci neden, kadınların, bir kasap dükkânının camekânına kancalarla asılan et parçaları gibi, gözler önünde sergilenmesiydi. İkinci neden ise, birincisinden çok daha fazla tedirgin ediyordu beni: Satışa çıkarılan bütün bu kadınlar arasında, Kuzeyli tipli, yani beyaz tenli, sarı saçlı, mavi gözlü bir tek kadın yoktu. Hepsi esmerdi. Bazıları, kara tenli Afrikalılar ya da simsiyah saçlı, çekik gözlü Asyalılardı. Varlıklı Avrupa’nın kadınları değil, üçüncü dünya ülkelerinin ya da eski sömürgelerin zavallı yoksul kadınlarıydı satışa çıkarılanlar. Amsterdam kerhaneleri bu et ticaretini vitrinlerde sergilerken, ırkçılığın korkunçluğunu ve ekonomik düzenin çirkinliğini de gözler önüne seriyordu sanki.
Storytel
Bir toplum cinsel yasaklardan ve baskılardan ne denli kurtulmuş olursa olsun, her yerde gizli ya da açık genelevler vardır. Ne var ki, bu mahalle, iki nedenden ötürü beni çok tedirgin etti. Birinci neden, kadınların, bir kasap dükkânının camekânına kancalarla asılan et parçaları gibi, gözler önünde sergilenmesiydi. İkinci neden ise, birincisinden çok daha fazla tedirgin ediyordu beni: Satışa çıkarılan bütün bu kadınlar arasında, Kuzeyli tipli, yani beyaz tenli, sarı saçlı, mavi gözlü bir tek kadın yoktu. Hepsi esmerdi. Bazıları, kara tenli Afrikalılar ya da simsiyah saçlı, çekik gözlü Asyalılardı. Varlıklı Avrupa’nın kadınları değil, üçüncü dünya ülkelerinin ya da eski sömürgelerin zavallı yoksul kadınlarıydı satışa çıkarılanlar. Amsterdam kerhaneleri bu et ticaretini vitrinlerde sergilerken, ırkçılığın korkunçluğunu ve ekonomik düzenin çirkinliğini de gözler önüne seriyordu sanki.
Bir toplum cinsel yasaklardan ve baskılardan ne denli kurtulmuş olursa olsun, her yerde gizli ya da açık genelevler var­ dır. Hele Amsterdam gibi bir liman kentinde genelevlerin bu­ lunması çok doğaldır. Ne var ki, bu mahalle, iki nedenden ötü­rü beni çok tedirgin etti. Birinci neden, kadınların, bir kasap dükkanının camekanına kancalarla asılan et parçaları gibi, göz­ ler önünde sergilenmesiydi. İkinci neden ise, birincisinden çok daha fazla tedirgin ediyordu beni: Satışa çıkarılan bütün bu ka­ dınlar arasında, Kuzeyli tipIi, yani beyaz tenIi, sarı saçlı, mavi gözlü bir tek kadın yoktu. Hepsi esmerdi. Bazıları, kara tenli Afrikalılar ya da simsiyah saçlı, çekik gözlü Asyalılardı. Varlıklı Avrupa'nın kadınları değil, üçüncü dünya ülkelerinin ya da es­ ki sömürgelerin zavallı yoksul kadınlarıydı satışa çıkarılanlar. Amsterdam kerhaneleri bu et ticaretini vitrinlerde sergilerken, ırkçılığın korkunçluğunu ve ekonomik düzenin çirkinliğini de gözler önüne seriyordu sanki.
Reklam