Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir. Her eşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu odada yalnız onlar her zaman için yeni bir koku taşırlar. Her zaman söyleyecek birçok lafları vardır.
Okuma sırası bekleyen kitaplarım. Söz sizi okumadan yeni kitap almayacağım. Sizce başarılı olabilecek miyim dostlarım? Ve bu kitaplar içerisinden ilk önce bunu oku dediğiniz kitabı yorumlara alayım lütfen çünkü bir yerden başlamak lazım:)
Ben Kien, Profesör Kien. Aslında unvanım bu olmamalı. Neyle uğraştığımı soranlara “Bir Kitaplığın Sahibiyim” diyorum. 25 binden fazla kitabım vardı. Onlara ne olduğunu size birazdan anlatacağım. Bütün insanları “değersiz” gördüğüm ortamda,sohbeti güzel bilge kitaplara sığındım.
Bu sabah saat yedi gibi biri bana gideceği adresi sordu. Cevap
Her ne kadar okullarda öğretilirken sadece kimin ne düşündüğünü ezberlememiz istenen sonrasında kağıtlarda başkalarının düşüncelerini aklımızda tutup cevaplara yazmamız gereken bir şey olarak günümüzde çürütülse de felsefe kendin düşünmektir. Aklındaki o beyaz sayfalara kendine ait yazılar doldurmaktır. Kendine ait olan ruhunu, bedenini ve yaşamını birleştirip yeni bir şekil yeni bir küme oluşturmaktır. Felsefeye dair okuduğum bu ikinci kitapta anlıyorum ki gerçekten felsefe budur. Sonucu belli olmadan ve belki de net bir cevabı olup olmamasını umursamadan kendine ait sözlerinle ve zihninle düşünüp bir yola çıkmaktır. Jaspers'ın dediği gibi felsefe biraz da yolda olmaktır.
Kitapta Sokratesin arkadaşları ile muhabbeti yer alıyor. Hep beraber "Güzellik nedir?" ve "Dostluk nedir?" konularını ele alıyorlar. Konuşmaların çoğu beklediğimiz gibi bir sonuca pek de çıkmıyor. Ancak zaten amaç ve önemli olan üstüne konuşmak, konuşabilmek.
İlk kitaplarım olduğu için adapte olmakta bazı yerlerde zorlanıp, söylenenleri anlamaya çalıştığım için birazcık da yavaş okusam da çok zevk aldım.
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,054 okunma
Helios ışığını tüm gücüyle tenimizde gezdirirken, Kharitlerden doğma bir neşeyle, yanımda hırlayan, tıslayan Cerberus hizmet ediyordu bütün konuklara... Kadehlere değişik tatlarda Ambrosialar doluyor, anında tükeniyordu. Zeus’un keyfi yerinde olurdu, Hera’yı edebilseydi ikna. Hades’in gözlerinde Persephone’nin diri bedeni, Ares, Hephaistos’un
Bu akşam okul çıkışı, hafiften yağmur, soğuk, yapayalnız Kartal'daydım. Normalde arkadaşlarım olurdu ve kahkahayla geçen bir akşam yaşanırdı, klasik bir cuma...ama yalnızdım, her zaman gittiğimiz yerden başka bir cafeye gidip sıkılarak oturdum. Eve dönene dek içim ağırlaşmıştı iyice, hem biraz yürüdüm, çamur, toprak, her yer karanlık, yanda hâlâ
Carlos gibi kitap düşkünleri görmedim hiç,
böyle insanlar tanımadım. Kitap okuyanların farklı kuralları, takıntıları ya da ilkeleri de olabiliyor. Hiç kitabını paylaşmayanlar var, kimseye kitap ödünç vermeyenler. Ya da ikinci el okumayanlar da var benim bildiğim. Kitap biriktirmeden edemeyenler de var, bunu ben de yaşadım, ama bir buçuk sene
"Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir. Her eşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu odada yalnız onlar her zaman için yeni bir koku taşırlar. Her zaman söyleyecek birçok lafları vardır."