Tanrısal ilişkiler ile sömürü düzenleri arasındaki ilişki, tarih boyunca çok çeşitli sahnelerde kendini gösterdi. Gün geldi Hindistan'dan, Avrupa'ya tüm ticaret coğrafyası için yürütülen savaşın tarafı oldu, gün geldi petrol yataklarının ele geçirilmesinde yürütülen kirli savaşlara kara perde oldu. Gün geldi, toplumların
Hukukun Üstünlüğü: Postal ve Dalak
Hindistan'ın siyasi birliğe ve demokrasiye İngiltere sayesinde ulaştığı şeklindeki iddianın en önemli ayaklarından biri de İngilizlerin 'huku­kun üstünlüğü' kavramını getirdikleri tezidir. İngilizler sömürgeci amaç­larını meşrulaştırırken bu teze sıklıkla başvurmaktadırlar. İngilizlerin Hindistan'da kendilerine nasıl bir
Reklam
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Eskiden, Orta kesim eşitlik bayrağına sarılarak devrimler yapmış, ama eski zorbalık düzenini devirir devirmez kendisi yeni bir zorbalık düzeni kurmuştu. Yeni Orta kesimler ise zorbalıklarını önceden ilan ettiler. On dokuzuncu yüzyıl başlarında ortaya çıkmış bir kuram olan ve eskiçağların köle isyanlarına kadar uzanan düşünceler zincirinin son halkasını oluşturan sosyalizm, hala eski çağların ütopyacılığının etkisi altındaydı. Ama sosyalizmin, 1 900'den başlayarak ortaya çıkan her değişkesinde, özgürlük ve eşitliği sağlama amacı gittikçe daha açık biçimde terk edildi.
Sayfa 222 - Can Yay. (PDF)Kitabı okudu
Reklam
Savaş Borusu
1801 yılında, Napolyon’un Mısır başarısından sonra, Fransızlar’m Yunanistan’a girip “özgürlüğü” getireceklerine inanmış olan Koraeş, “Grekler”e seslenen Savaş Borusu adlı yazısını yayımlar. 1 Yaklaşık üç bin kelimelik bu “orta boy” risale de, isminden de belli olduğu gibi, bir ayaklanma'çağrısıdır. “Hellas’ın kurtuluşu” içiri “Grek denenler”
Tutuculuğun yorumu
Bu aforoznamede yer alan sözcükler, kavramlar, tezler ve anlayış, “Doğu/Batı” yada cumhuriyetçi/tutucu ayrımının ne denli köklü olduğunu göstermektedir. Tutucu kesimin risalelerinde ve aforoznamelerinde Regas’m dünyasından (ve Koraes gibi cumhuriyetçi/bağımsızlıktan yana aydınların anlayışından) bütünüyle farklı bir yaklaşım, bir dünya gö­rüşü,
Dünyayı sadece ve hep yükseklerden, fil dişi kuleden ve bulutlar arasından, iktidar tepelerinden gören kimse, kul köle kişilerin gülümseyişlerinden ve tehlikeli bekleyişlerinden gayrısını bilmez. Ölçüyü hep elinde tutan kişi kendi gerçek ağırlığını unutur. Sanatçıyı, komutanı, iktidardaki insanı en çok yıpratan, arzu ve isteklerinin aralıksız yerine gelmesidir. Çünkü sanatçı başarısızlıktan sonradır ki, eserle gerçek ilintiyi kurmasını öğrenir, komutan yenilgiyle kavrar yanlışlarını, devlet adamı gözden düştükten sonradır ki, politika adamı uzak görüşlüğünü elde eder. Sürgit bolluk ve zenginlik, sertliği yitirir ve sürgit alkışlar körletir. Hayatın bomboş akıp giden düzeni ara vermelerle yeni heyecanlar ve yaratıcı esneklikler kazanır ancak, sadece bahtsızlık dünya gerçeklerini daha derinden ve daha yakından görmemize yarar. Sürgünlerin her çeşidi sert bir öğrenimdir, ama öğreticidir; gevşemişlerin istekleri yeniden toparlanır, duraklıyanlar karara varır ve sertler daha da sertleşir. Sürgün, gerçekten güçlü kişilerin değerini yitirmez, tersine, güçlerini daha da güçlendirir her zaman.
Sayfa 106 - Say Yayınları 1984 BaskısıKitabı okudu
Bir köle, köle ruhuyla iktidara gelirse, yeni bir kölelik düzeni kurar. İlkin insanı değiştirmeli, şayet yapılar değiştirilmek isteniyorsa.
Reklam
Masonik Hiyerarşi _LUCİFER(İblis) : Mason İlahı _RT : 3 Kabbalistten oluşan En Üst Komuta Kademesi. (Tüm ezoterik bilgilere sahip Baş Hamam ve iki yardımcısı) ___ _13’ler Kraliyet Konseyi (Varlıklı Aileler) _33’ler Konseyi (Kıdemliler) _300’ler Konseyi - SANHEDRİN En Üst Yönetim Meclisi(Olimposlular) ___ _B’NAI B’RITH & BILDERBERG
Dante, Zambaklar
_Ölmedim ama diri de değilim. _Bu rezil durumdakiler yani Araf'ta bulunanlar. Yaşarken kötülük yapmadıkları için Cehennem’e atılmazlar ama iyilik de yapmadıkları için Cennet'e de alınmazlar. _Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir. Cehennemde belki acı çekilir ama ölünmez. _Tanrıyı
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız. _Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği. _Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz. _Yetenek ve erdemin insanlara bir
"Yeni Dünya Düzeni" adı altında birkaç çok uluslu şirketin, ve birkaç bankanın dünyadaki bir sürü insanı, hatta o büyük ülkelerdeki, Batı ülkelerindeki bile insanların birçoğunu köle haline getirmesi, yeni dünya düzeni budur, başka tarifi yok.
Sayfa 169Kitabı okudu
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
Resim