Çoğu sorunu hikayeleştirdim. Keyifli okumalar dilerim.
Kar-u Beladan bir ışık dünyaya düşer. Hangi kıta, mekan, şartlar nedir, fark etmiyor. Tanrının zarı döner ve ivmesi ne zaman biterse orada filizlenirsiniz. Hiç bilmediğin, anımsayamadığın bir pencereden dünyaya gözlerini açarsın. Sevmelerle, sevinçlerle, çalgı ve çengilerle karşılanırsın. Ağıtlarla, türkülerle de yolcu edilirsin. Doğarken
... ölçü, öteki değerlerden daha çok bir düzene, bir ahenge benzer.
Nasıl?
Ölçü, ... , isteklerimize, tutkularımıza vurduğumuz bir çeşit dizgindir. Bu anlamın izlerini halk deyimlerinde buluruz. Örneğin, kendini tutma, kendine hâkim olma gibi... Ne dersin?
Doğru.
Kendine hâkim olma tuhaf bir deyim değil mi? Kendine hâkim olan, kendinin kölesi olmuş olmuyor mu? Kendinin kölesi olan, kendinin efendisi de demektir. Aynı adam hem köle oluyor, hem efendi.
.....
Bana kalırsa, bu deyimi şöyle anlamalı: Bir insanın içinde iki yan vardır: Biri iyi, biri kötü. İyi yan, kötü yanı buyruğuna aldı mı, buna kendine hâkim olma diyoruz, bunu yapanı da övmüş oluyoruz. Tersine, kötü eğitim görme, kötülerle düşüp kalkma yüzünden iyi yan zayıflar da, kötü yanın buyruğuna girerse, böyle birine de kendinin kölesi deriz.
Sayfa 129Kitabı okudu
Irkçı emperyalizm "Dünyaya ben hâkim olacağım. Sizler benim kölem olacaksınız, bana kul olacaksınız." diye mücadele ediyor. Biz "Hayır kimse kimseye kul, köle olmayacak, herkes hakkını alacak." diye mücadele ediyoruz. Nasıl ki İsrail zulmüne maruz kalan bir Filistinlinin hakkını savunuyorsak; Filistin'de yaşayan, beni İsrail'e mensup bir insanın hakkını gasp eden bir kimse olursa ondan da o hakkı alıp sahibine vermek bizim inancımızın gereğidir. Biz Milli Görüşçüler olarak hakları yemek için değil, herkese hakkını vermek için, hakkı hâkim kılmak için çalışan bir topluluğuz. Önce bu gerçeğin anlaşılması, bilinmesi gerekmektedir.
Sayfa 17 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Ne zaman sakallı ve yaşlı bir amca torunu yaşında kızın kalçasına gizlice
baksa, ne zaman bir çocuk gelinlik giyip babası yaşında bir adamın yatağına
yatsa, ne zaman bir kadın aşık olduğu için taşlansa; yırtasım gelir evreni.
Bozmak isterim düzeni. Temeli; doğal düzeni bozmaya dayalı düzeninizi
yıkasım gelir. İnsanları kurban edip çenelerinizden sarkan dillerinizle para
dilendiğiniz krallarınızı da, sadece sizi koruyan hukuk kurallarınızı da, don
niyetine kıçınıza geçirdiğiniz korumalarınızı da görmek istemiyorum. Deli
gömleğine papyon taksan n’olur, yamyama önlük giydirsen sanki aşçı mı olur?
Savaş lazım diyorlar. Hastalık olmalı, açlıktan insanlar ölmeli diyorlar. Yoksa
nüfus patlaması olur diyorlar. Biz, uzayda yeni bir gezegen bulana kadar bu
insanlar bu şekilde yaşamalı diyorlar. Oysaki insanlar yaşamıyorlar, ölüyorlar.
Ne de olsa başka bir gezegen buluruz, dünyayı yok edebiliriz diyorlar. “Bu
dünyada misafiriz” derken işte bundan söz ediyorlar. Nüfus patlamasının
yaratacağı kaos, nükleer patlamaların yaratacağı sonuçlardan daha büyük bir
felaket olamaz. Çok emin olmasam da muhtemelen torunlarımız ya savaşçı ya da
köle olacaktır ama kesinlikle bize aptal diyecekler. Bizim aptallığımıza lanet
edecekler.
Osmanlı Fethi ile Modern tarih arasında kurabileceğimiz yegâne doğrudan bağ Akdeniz havzasında bir yanda kapitalizmin doğmasına imkan veren bir toprak parçası bırakan ve diğer yanda kapitalizmin doğmasına imkan vermeyen büyük bir alanın korunmasını teminata bağlayan bağdır. Türklerin Doğu Avrupa'yı ve Kuzey Afrika'yı zaptetmiş olması kapitalizmi
Sayfa 176Kitabı okudu
